İkiz Dolar, Sahte Vaatler, Kripto Tuzakları… Şimdi de Yeni Bir İsim Gündemde: Gürcan Çolak!
Soner Çolak dosyasının ilk bölümü yankı uyandırdı. “İkiz dolar” olarak bilinen, para sayma makinelerinden sorunsuz geçen sahte dolarlarla ilgili şaibeli ilişkiler zincirinde şimdi yeni bir halka daha var. Araştırmacı gazeteci Keskin Kalem olarak bu kirli ağın peşine düşmeye devam ediyoruz. İkinci bölümde karşımıza yeni bir isim çıkıyor: Gürcan Çolak.
Peki, kim bu Gürcan Çolak?
Gürcan Çolak, Soner Çolak’ın babası ve daha da önemlisi, Soner Çolak’ın “kasası”!
Elde edilen bilgilere göre Soner Çolak, insanlardan aldığı paraları doğrudan baba Gürcan Çolak’ın banka hesaplarına yönlendiriyor. “USDT karşılığı kripto vereceğim” vaadiyle dolandırılan onlarca kişi, ödemeleri Gürcan Çolak adına açılmış hesaplara yapıyor. Bu durum, Gürcan Çolak’ı yalnızca bir figüran değil, sistemin tam merkezindeki bir oyuncu haline getiriyor.
Hatırlatalım: Soner Çolak, kendisini Savunma Sanayi çalışanı, Kıbrıs’ta fabrikası olan biri, hatta Rus ortaklı bir yatırımcı olarak tanıtıyordu. Ancak gerçek bambaşka. Sahte dolar şebekesiyle anılıyor, kripto para vaadiyle USDT toplayıp hiçbir karşılık vermiyor.
Ve şimdi polis, yalnızca Soner Çolak’ın değil, Gürcan Çolak’ın da peşinde.
Tokat zinciri genişliyor...
Elimizdeki delillere göre, dolandırıcılığın boyutu sadece bireysel mağdurlarla sınırlı değil. Yüklü miktarda para transferleri, organize bir yapının varlığına işaret ediyor. Kripto piyasasını paravan olarak kullanan bu yapı, hem fiziksel sahte para hem de dijital varlıklar üzerinden sahtekarlık yapıyor.
İddiaya göre, Antalya’da piyasaya sürülen sahte dolarların da bu yapıyla bağlantısı var. Soner Çolak’ın adı geçtiği her yerde, sahte para, boş vaat ve mağdur insanlar var.
Bir sonraki adım ne?
“Tokatçı Dosyası” derinleşiyor. Gürcan Çolak ismi soruşturmanın seyrini değiştirebilir. Şimdi herkesin sorduğu soru şu: Gürcan Çolak sadece bir aracı mıydı, yoksa bu işin beyni mi?
Araştırmacı gazeteciliğin gücüyle bu soruların peşindeyiz.
Devamı gelecek…