Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Irak ile terörle mücadelede geldiğimiz noktada Irak, DEAŞ'la nasıl mücadele ettiyse, bizim beklentimiz PKK'yla da aynı mücadelenin verilmesi" dedi.
Haber Giriş Tarihi: 08.04.2025 11:33
Haber Güncellenme Tarihi: 08.04.2025 11:34
Kaynak:
Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Fidan, Irak merkezli televizyon kanalı UTV'ye gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Terör örgütü PKK'nın Irak'taki varlığı
Türkiye ile Irak'ın tarihi, coğrafyası, kültürü, inancının artık iç içe geçmiş durumda olması nedeniyle iki ülke ilişkilerinin vazgeçilmez bir boyut ve önem taşıdığını belirten Fidan, "Bizim sınır komşularımız olan Suriye, Irak ve İran ile olan ilişkilerimiz temel ilişkilerdir. Oralarda olan bir şey bizi etkiliyor. Bizde olan bir şey onları etkiliyor. Dolayısıyla biz her zaman için Irak'taki durumun fevkalade iyi olmasını, ekonomik, siyasi, güvenlik gibi bütün sorunlarını halletmiş olmasını dileriz" dedi.
Fidan, Türkiye'nin, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son 20 yıldır ortaya koyduğu perspektif dahilinde, Irak'ın yanında olmaya çalıştığını dile getirerek, "Çünkü son 20 yılda Irak gerçekten çok zor dönemlerden geçti. İşgal oldu, iç savaş oldu, terörle mücadele oldu. Halihazırda devam eden çeşitli mücadeleler var. Bu, Irak'ı kullanması gereken kapasiteye ulaştırmayan bir durumda tutuyor sürekli. Dolayısıyla biz Türkiye olarak kendimize soruyoruz, ne yaparsak Irak'ın sorunlarını çözmede daha çok yardımcı olabiliriz, nasıl yardımcı olabiliriz, Irak'ın egemenliği, bağımsızlığı, toprak bütünlüğü, iç barışı, kalkınması nasıl devam eder? Buna yönelik politikalarımız var" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen yıl Irak'a ziyaretinde 27 anlaşmanın imzalandığını anımsatan Fidan, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin ülkesinde ortaya koymaya çalıştığı altyapı gibi hizmetleri geliştirmeye yönelik çalışmalarını desteklediklerini kaydetti.
Türkiye ile Irak arasında imzalanan 27 anlaşmanın ardından su, enerji, güvenlik, ticaret ve Kalkınma Yolu'yla ilgili çeşitli düzeylerde onlarca toplantı yapıldığını aktaran Fidan, Başbakan Sudani ile Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin'in çalışmalarına işaret etti. Fidan, enerji, tarım, sulama, ulaştırma gibi pek çok konuda her iki ülkenin de menfaatine olacak şekilde çalışmaları sürdürdüklerini belirtti.
İç barışını sağlamış, uluslararası ve çevresel sorunlardan kurtulmuş, kendi enerji kaynaklarını kendi bağımsız iradesiyle kullanan bir Irak'ın olmasını istediklerini paylaşan Fidan, Irak'ın çok kaynağa sahip zengin bir ülke olduğunu, kendisine ve bölgeye katkıda bulunabileceğini ifade etti.
Fidan, PKK'nın Türkiye'yi tehdit eden bir terör örgütü olduğunun ve Irak'ta Sincar başta olmak üzere birçok toprağı işgal ettiğinin altını çizerek "Şimdi tabii Irak hükümetinin PKK'ya yönelik belli tedbirleri geliştirmesi hem kendi güvenliği için önemli hem bölgesel güvenlik için önemli" dedi.
Irak'ın mezhepler arası vekalet savaşına dönen bir yer olmasının hiç kimsenin menfaatine olmadığını vurgulayan Fidan, bunun olgunlukla aşılması ve Irak'ın istikrara kavuşması gerektiğine değindi.
Fidan, "Irak bütün Iraklılarındır; ister Şii, ister Sünni, ister Türkmen, ister Kürt, ister Yezidi olsun, bütün Iraklılara aittir ve biz Sayın Sudani'nin bu politikasını destekliyoruz. Ama tabii son yıllarda ortaya çıkan bazı çatışmalar, anlaşmazlıklar bazı duyguları hala besliyor. Umarız, bizim Türkiye olarak bütün niyetimiz, yapıcı bir politika ile Irak'ın hem kendi kalkınmasını görmek hem de kendi sorunlarını aştığını görmek" diye konuştu.
Irak'tan beklenti PKK'nın temizlenmesi
"Terör örgütlerine karşı koymak adına Irak hükümetinin üstlendiği bu rol sizce yeterli değil mi? Bildiğim kadarıyla Irak hükümeti mümkün mertebe bu terör gruplarını kontrol altında tutmak ya da bunları durdurmak için çalışıyor. Şunu diyebilir miyiz: Terörle mücadele konusunda Türkiye ve Irak arasındaki işbirliği daha da geliştirilmeli mi?" sorusunu yanıtlayan Fidan, iki ülke arasındaki işbirliği mekanizmasının son yıllarda güvenliğe dayalı şekilde geliştiğini; Türkiye'nin savunma sanayisi alanında kendi pazarını ve kabiliyetlerini Irak'a açtığını belirtti.
Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'deki savunma sanayisine, Milli Savunma Bakanlığına ve diğer güvenlikle ilgili kurumlara Irak'a yardımcısı olması yönünde talimat verdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: Ama diğer taraftan tabii Irak ile terörle mücadelede geldiğimiz noktada Irak, DEAŞ'la nasıl mücadele ettiyse, bizim beklentimiz PKK'yla da aynı mücadelenin verilmesi. Ama şu anda geldiğimiz noktada, ilk önce PKK'nın hukuki olarak bir tehdit olarak tanımlanması noktasında atılmış bir adım var. Biz bunu memnuniyetle karşılıyoruz. Umarız Irak'ın topraklarını işgal eden gerek Kürt bölgesinde gerek Arap bölgesindeki PKK'ya karşı, Irak hükümeti, ben inanıyorum Irak vatanseverleri gerekli mücadeleyi verecektir. Nereden emir aldığı belli olmayan birçok uluslararası örgütle yatıp kalkan bu terör örgütünün Irak topraklarından temizlenmesini nasıl DEAŞ'ı temizlediyse, Irak'ın evlatları PKK'yı da temizleyecektir.
Fidan, PKK'yı temizlememesinin Irak'a zararı dokunacağı değerlendirmesinde bulunarak "Ben kendimde olan kısmını çok şükür mücadele ederek halletmişim ama Irak'la olan kısmını kim halledecek? Bazıları maalesef şöyle düşünüyorlar: 'Bu terör örgütü Türkiye için kuruldu, biz bırakalım savaşsın diye.' Bu yanlış bir düşünce. Dediğim gibi yani bizde bir şey yok, zararı Irak'a veriyor. Silah kaçakçılığı var, eroin kaçakçılığı var, gümrükleri rüşvetle bağlamış durumdalar. Zorla insanları askere alıyorlar ve kontrolsüz silahlı gruplar. Irak bağımsız, milli bir egemen devlet. Milli askeri unsuru, gücü, polisi, istihbaratı var ama bir de bütün bunların dışında silahlı bir PKK var Irak unsurlarıyla temas halinde Irak'tan talimat almayan" dedi.
Terör örgütüne silah bırakma çağrısı
İmralı'dan yapılan çağrının ardından terör örgütü PKK'nın silah bırakmayacağı yönünde şüpheleri olup olmadığı sorusunu cevaplayan Fidan, "Yapılan son çağrı sonrası umuyoruz, diliyoruz, istiyoruz bu çağrıya kulak verilir ve örgüt tıpkı kendi liderinin talep ettiği gibi kongreyi toplar, kendini feshetme ve silahları bırakma kararı alır. Bunu yaparsa hem Irak'ta, hem Türkiye'de, hem Suriye'de hem Kürtler hem de bölge halkları gerçekten büyük istifade eder. Bir terör unsuru kendisini başka bir yapıya dönüştürmüş olur. Şimdi şunu anlaması lazım örgütün: Hem Irak, hem Suriye, hem Türkiye, bizler silahsız bütün duruşları kabullenmeye hazırız ama bir silahlı terör tedhişi ortada olduğu zaman kimse buna müsaade edemez. Benim inancım ve dileğim o ki inşallah bu yapılır. Ama olmazsa şu ana kadar ne yapıldıysa bundan sonra o olur ama ben yakında bir gelişme bekliyorum açıkçası" ifadelerini kullandı.
Fidan, Türkiye'nin Irak'taki Şii oluşumla ilişkilerinin ne durumda olduğu sorusunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaklaşık 10 yıl önce Irak ziyaretinde "Ben ne Şiiyim ve Sünniyim, ben Müslümanım." dediğini hatırlatarak cevapladı. Erdoğan'ın bu duruşunu "tarihi" olarak nitelendiren Fidan, Irak'taki Şii-Sünni üzerinden oluşturulan siyasi bölünmenin ortadan kalkması gerektiğini dile getirdi.
"Türkiye'nin Sünni kimliğinden dolayı" bazı grupların Türkiye'yi hedef alması ve ülkeyi başka bir sınıflandırmaya sokmasının yanı sıra buna göre politika ve ittifak geliştirmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Fidan, "Bizim hem resmi duruşumuz, hem alandaki hareketliliğimiz, Irak'ın bütün siyasi partileriyle, evlatlarıyla biz aynı şekilde ilişki geliştirmeye hazırız. Bunu defalarca ifade ettik. Yani bu Türkmen, Arap, Sünni, Kürt, Şii fark etmiyor ama bizimle ilişki geliştirme niyetinde problemi olan bazı gruplar olabiliyor. Bunu da inşallah aşacağız karşılıklı güvenle" diye konuştu.
Fidan, "Şimdi Erbil'le bizim iyi ilişkilerimiz var, evet. Gerçekten Sayın Mesud Barzani, bakın hem bölgedeki sorunlara hem Irak'taki sorunlara elinden geldiğince yapıcı derecede çözüm getirmeye çalışıyor. Biz bunu defalarca kendisiyle yaşadık; ister terörle mücadele konusunda ister enerji meselelerinde şu anda ciddi çabaları olduğunu görüyoruz. Sayın Neçirvan Barzani'nin ne kadar yapıcı ve katkı verici bir insan olduğunu bütün bölge biliyor. Yani bütün meselelerde gerçekten bölgenin sorunlarını yapıcı bir şekilde nasıl çözebilirim, bunun arayışında olan birisi. Sayın Mesrur Barzani bölge Başbakanı olarak Kürt bölgesindeki altyapı, üstyapı sorunları nasıl çözebilirim, bunları nasıl halledebilirim onun mücadelesi içerisinde. Yani herkes bulunduğu halka hizmet etmekle meşgul. Şimdi biz bunu gördüğümüz zaman biz bununla mutlu oluruz. Kimsenin birbirine düşmanlık etmediği, hizmet etmek istediği, karşılıklı çıkarın olduğu yer bizim istediğimiz yer. Süleymaniye için biliyorsunuz aynı şeyi söylemiyoruz. Süleymaniye'deki KYB'li dostlarımızın da umarız Erbil'deki gibi terör örgütünden kendisini arındırarak sadece kendi halkının iyiliğiyle meşgul olduğu bir zemine geçmesini isteriz" değerlendirmesinde bulundu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
IRAK TERÖR ÖRGÜTÜ PKK'YLA MÜCADELE ETMELİ
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Irak ile terörle mücadelede geldiğimiz noktada Irak, DEAŞ'la nasıl mücadele ettiyse, bizim beklentimiz PKK'yla da aynı mücadelenin verilmesi" dedi.
Fidan, Irak merkezli televizyon kanalı UTV'ye gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Terör örgütü PKK'nın Irak'taki varlığı
Türkiye ile Irak'ın tarihi, coğrafyası, kültürü, inancının artık iç içe geçmiş durumda olması nedeniyle iki ülke ilişkilerinin vazgeçilmez bir boyut ve önem taşıdığını belirten Fidan, "Bizim sınır komşularımız olan Suriye, Irak ve İran ile olan ilişkilerimiz temel ilişkilerdir. Oralarda olan bir şey bizi etkiliyor. Bizde olan bir şey onları etkiliyor. Dolayısıyla biz her zaman için Irak'taki durumun fevkalade iyi olmasını, ekonomik, siyasi, güvenlik gibi bütün sorunlarını halletmiş olmasını dileriz" dedi.
Fidan, Türkiye'nin, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son 20 yıldır ortaya koyduğu perspektif dahilinde, Irak'ın yanında olmaya çalıştığını dile getirerek, "Çünkü son 20 yılda Irak gerçekten çok zor dönemlerden geçti. İşgal oldu, iç savaş oldu, terörle mücadele oldu. Halihazırda devam eden çeşitli mücadeleler var. Bu, Irak'ı kullanması gereken kapasiteye ulaştırmayan bir durumda tutuyor sürekli. Dolayısıyla biz Türkiye olarak kendimize soruyoruz, ne yaparsak Irak'ın sorunlarını çözmede daha çok yardımcı olabiliriz, nasıl yardımcı olabiliriz, Irak'ın egemenliği, bağımsızlığı, toprak bütünlüğü, iç barışı, kalkınması nasıl devam eder? Buna yönelik politikalarımız var" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen yıl Irak'a ziyaretinde 27 anlaşmanın imzalandığını anımsatan Fidan, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin ülkesinde ortaya koymaya çalıştığı altyapı gibi hizmetleri geliştirmeye yönelik çalışmalarını desteklediklerini kaydetti.
Türkiye ile Irak arasında imzalanan 27 anlaşmanın ardından su, enerji, güvenlik, ticaret ve Kalkınma Yolu'yla ilgili çeşitli düzeylerde onlarca toplantı yapıldığını aktaran Fidan, Başbakan Sudani ile Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin'in çalışmalarına işaret etti. Fidan, enerji, tarım, sulama, ulaştırma gibi pek çok konuda her iki ülkenin de menfaatine olacak şekilde çalışmaları sürdürdüklerini belirtti.
İç barışını sağlamış, uluslararası ve çevresel sorunlardan kurtulmuş, kendi enerji kaynaklarını kendi bağımsız iradesiyle kullanan bir Irak'ın olmasını istediklerini paylaşan Fidan, Irak'ın çok kaynağa sahip zengin bir ülke olduğunu, kendisine ve bölgeye katkıda bulunabileceğini ifade etti.
Fidan, PKK'nın Türkiye'yi tehdit eden bir terör örgütü olduğunun ve Irak'ta Sincar başta olmak üzere birçok toprağı işgal ettiğinin altını çizerek "Şimdi tabii Irak hükümetinin PKK'ya yönelik belli tedbirleri geliştirmesi hem kendi güvenliği için önemli hem bölgesel güvenlik için önemli" dedi.
Irak'ın mezhepler arası vekalet savaşına dönen bir yer olmasının hiç kimsenin menfaatine olmadığını vurgulayan Fidan, bunun olgunlukla aşılması ve Irak'ın istikrara kavuşması gerektiğine değindi.
Fidan, "Irak bütün Iraklılarındır; ister Şii, ister Sünni, ister Türkmen, ister Kürt, ister Yezidi olsun, bütün Iraklılara aittir ve biz Sayın Sudani'nin bu politikasını destekliyoruz. Ama tabii son yıllarda ortaya çıkan bazı çatışmalar, anlaşmazlıklar bazı duyguları hala besliyor. Umarız, bizim Türkiye olarak bütün niyetimiz, yapıcı bir politika ile Irak'ın hem kendi kalkınmasını görmek hem de kendi sorunlarını aştığını görmek" diye konuştu.
Irak'tan beklenti PKK'nın temizlenmesi
"Terör örgütlerine karşı koymak adına Irak hükümetinin üstlendiği bu rol sizce yeterli değil mi? Bildiğim kadarıyla Irak hükümeti mümkün mertebe bu terör gruplarını kontrol altında tutmak ya da bunları durdurmak için çalışıyor. Şunu diyebilir miyiz: Terörle mücadele konusunda Türkiye ve Irak arasındaki işbirliği daha da geliştirilmeli mi?" sorusunu yanıtlayan Fidan, iki ülke arasındaki işbirliği mekanizmasının son yıllarda güvenliğe dayalı şekilde geliştiğini; Türkiye'nin savunma sanayisi alanında kendi pazarını ve kabiliyetlerini Irak'a açtığını belirtti.
Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'deki savunma sanayisine, Milli Savunma Bakanlığına ve diğer güvenlikle ilgili kurumlara Irak'a yardımcısı olması yönünde talimat verdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: Ama diğer taraftan tabii Irak ile terörle mücadelede geldiğimiz noktada Irak, DEAŞ'la nasıl mücadele ettiyse, bizim beklentimiz PKK'yla da aynı mücadelenin verilmesi. Ama şu anda geldiğimiz noktada, ilk önce PKK'nın hukuki olarak bir tehdit olarak tanımlanması noktasında atılmış bir adım var. Biz bunu memnuniyetle karşılıyoruz. Umarız Irak'ın topraklarını işgal eden gerek Kürt bölgesinde gerek Arap bölgesindeki PKK'ya karşı, Irak hükümeti, ben inanıyorum Irak vatanseverleri gerekli mücadeleyi verecektir. Nereden emir aldığı belli olmayan birçok uluslararası örgütle yatıp kalkan bu terör örgütünün Irak topraklarından temizlenmesini nasıl DEAŞ'ı temizlediyse, Irak'ın evlatları PKK'yı da temizleyecektir.
Fidan, PKK'yı temizlememesinin Irak'a zararı dokunacağı değerlendirmesinde bulunarak "Ben kendimde olan kısmını çok şükür mücadele ederek halletmişim ama Irak'la olan kısmını kim halledecek? Bazıları maalesef şöyle düşünüyorlar: 'Bu terör örgütü Türkiye için kuruldu, biz bırakalım savaşsın diye.' Bu yanlış bir düşünce. Dediğim gibi yani bizde bir şey yok, zararı Irak'a veriyor. Silah kaçakçılığı var, eroin kaçakçılığı var, gümrükleri rüşvetle bağlamış durumdalar. Zorla insanları askere alıyorlar ve kontrolsüz silahlı gruplar. Irak bağımsız, milli bir egemen devlet. Milli askeri unsuru, gücü, polisi, istihbaratı var ama bir de bütün bunların dışında silahlı bir PKK var Irak unsurlarıyla temas halinde Irak'tan talimat almayan" dedi.
Terör örgütüne silah bırakma çağrısı
İmralı'dan yapılan çağrının ardından terör örgütü PKK'nın silah bırakmayacağı yönünde şüpheleri olup olmadığı sorusunu cevaplayan Fidan, "Yapılan son çağrı sonrası umuyoruz, diliyoruz, istiyoruz bu çağrıya kulak verilir ve örgüt tıpkı kendi liderinin talep ettiği gibi kongreyi toplar, kendini feshetme ve silahları bırakma kararı alır. Bunu yaparsa hem Irak'ta, hem Türkiye'de, hem Suriye'de hem Kürtler hem de bölge halkları gerçekten büyük istifade eder. Bir terör unsuru kendisini başka bir yapıya dönüştürmüş olur. Şimdi şunu anlaması lazım örgütün: Hem Irak, hem Suriye, hem Türkiye, bizler silahsız bütün duruşları kabullenmeye hazırız ama bir silahlı terör tedhişi ortada olduğu zaman kimse buna müsaade edemez. Benim inancım ve dileğim o ki inşallah bu yapılır. Ama olmazsa şu ana kadar ne yapıldıysa bundan sonra o olur ama ben yakında bir gelişme bekliyorum açıkçası" ifadelerini kullandı.
Fidan, Türkiye'nin Irak'taki Şii oluşumla ilişkilerinin ne durumda olduğu sorusunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaklaşık 10 yıl önce Irak ziyaretinde "Ben ne Şiiyim ve Sünniyim, ben Müslümanım." dediğini hatırlatarak cevapladı. Erdoğan'ın bu duruşunu "tarihi" olarak nitelendiren Fidan, Irak'taki Şii-Sünni üzerinden oluşturulan siyasi bölünmenin ortadan kalkması gerektiğini dile getirdi.
"Türkiye'nin Sünni kimliğinden dolayı" bazı grupların Türkiye'yi hedef alması ve ülkeyi başka bir sınıflandırmaya sokmasının yanı sıra buna göre politika ve ittifak geliştirmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Fidan, "Bizim hem resmi duruşumuz, hem alandaki hareketliliğimiz, Irak'ın bütün siyasi partileriyle, evlatlarıyla biz aynı şekilde ilişki geliştirmeye hazırız. Bunu defalarca ifade ettik. Yani bu Türkmen, Arap, Sünni, Kürt, Şii fark etmiyor ama bizimle ilişki geliştirme niyetinde problemi olan bazı gruplar olabiliyor. Bunu da inşallah aşacağız karşılıklı güvenle" diye konuştu.
Fidan, "Şimdi Erbil'le bizim iyi ilişkilerimiz var, evet. Gerçekten Sayın Mesud Barzani, bakın hem bölgedeki sorunlara hem Irak'taki sorunlara elinden geldiğince yapıcı derecede çözüm getirmeye çalışıyor. Biz bunu defalarca kendisiyle yaşadık; ister terörle mücadele konusunda ister enerji meselelerinde şu anda ciddi çabaları olduğunu görüyoruz. Sayın Neçirvan Barzani'nin ne kadar yapıcı ve katkı verici bir insan olduğunu bütün bölge biliyor. Yani bütün meselelerde gerçekten bölgenin sorunlarını yapıcı bir şekilde nasıl çözebilirim, bunun arayışında olan birisi. Sayın Mesrur Barzani bölge Başbakanı olarak Kürt bölgesindeki altyapı, üstyapı sorunları nasıl çözebilirim, bunları nasıl halledebilirim onun mücadelesi içerisinde. Yani herkes bulunduğu halka hizmet etmekle meşgul. Şimdi biz bunu gördüğümüz zaman biz bununla mutlu oluruz. Kimsenin birbirine düşmanlık etmediği, hizmet etmek istediği, karşılıklı çıkarın olduğu yer bizim istediğimiz yer. Süleymaniye için biliyorsunuz aynı şeyi söylemiyoruz. Süleymaniye'deki KYB'li dostlarımızın da umarız Erbil'deki gibi terör örgütünden kendisini arındırarak sadece kendi halkının iyiliğiyle meşgul olduğu bir zemine geçmesini isteriz" değerlendirmesinde bulundu.
En Çok Okunan Haberler