‘YENİDOĞAN ÇETESİ’ LİDERİ FIRAT SARI: BEN BİR HİÇİM
‘YENİDOĞAN ÇETESİ’ LİDERİ FIRAT SARI: BEN BİR HİÇİM
Yenidoğan çetesi yönetici ve üyelerinin yargılandığı davanın 6. duruşmasında örgüt lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı savunmasında "Savunmamı yapacağım. Benim hayattan artık bir beklentim, umudum kalmadı. İnsan olmaya dair ne varsa içimden söküldü" dedi.
Haber Giriş Tarihi: 23.11.2024 13:50
Haber Güncellenme Tarihi: 23.11.2024 13:51
Kaynak:
AA
İstanbul'da yeni doğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen'in aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanığın yargılandığı dava altıncı gününde devam ediyor.
‘İnsanlar bana güveniyordu’
Altıncı günde duruşma saat 10.35 itibariyle kimlik tespitlerinin ardından Yenidoğan çetesi lideri, Medisense Sağlık Hizmetleri şirketinin sahibi Doktor Fırat Sarı'nın savunması ile başladı.
Örgüt lideri olduğu iddia edilen tutuklu sanık Doktor Fırat Sarı savunmasında şunları söyledi: Yaklaşık 2 ay önce bu ‘savcı tehdidi’ olayından sonra kamuoyunda yoğun tepki artınca avukatlarım işten ayrıldılar. Bir süre önce memleketimden avukat akrabam geldi. Onlar katılmak istediler savunma için ertelemek istediler. Ben onlara katılmadım çünkü buraya çıkıp maddi gerçeklerini ortaya çıkmasını istiyordum. Savcı tehdidinden sonra kamuoyunda gelişen infial nedeniyle herkesin etkilendiği bir durum oldu. Buraya gelmeyi çok istedim. Çünkü artık hayata karşı bir umudum kalmadı. Bütün hesaplarıma bakılsın istiyorum, öyle bir param yok. Olayların ortaya çıkması için her şeyi anlatmak istiyorum.
17-18 yaşında Tıp Fakültesine başladım. Üniversitede bir gösteriye katıldım ve terör örgütü üyeliğinden ceza aldım, cezaevinde yattım. Olduğum örgütte var olmaktan çok pişman oldum çıktım. Bu yaşananları herkesten gizlemek istedim. Devletle bağım koptu. Ben mesleğimi çok seviyorum, hekim olmayı çok seviyorum. O dönemlerde her şeyimi kaybettim. Bütün insani değerlerimi kaybettim, bir hiç kaldım. O yüzden burada konuşmak içtenlikle anlatmak istiyorum. Tıp fakültesini bitirdim. Zorunlu hizmeti Esenyurt Devlet Hastanesi'nde yaptım. Orada yoğun bakım düzeyini arttırdım. Mekanik anlamda geliştirdim. Orada başarılı işlere imza atıp medyaya çıktım, daha sonra Reyap Hastanesi'nde işe başladım. Zaten orada Esenyurt Devlet Hastanesi'nde tanıdığım arkadaşlarım vardı. Esenyurt'un sosyo ekonomik durumu düşüktü. Hastanenin ekibi çok yetersiz, oradan sevk ediliyordu. Orada Medihouse Tıp Merkezi, Avrupa Tıp Merkezi, aklıma gelmeyen bir sürü tıp merkezi var. Bebek kötüyse oradan sevk hatta ben kendim bile götürürdüm. Orada da çok iyi çalışınca bana oradan iş teklifi geldi. İşletmeci olmam için. Beni aradıklarında işletme nedir diye inceledim. Yapabilir miyim diye düşündüm. Reyap'taki görevlerimi aksatmadan kabul ettim. İşletmede benim tıbbi yüküm çok yoktu. Ama oradaki çalışanlar bana nöbetçi hekimlerden daha çok güveniyordu. Bana soruyorlardı. Daha sonra İlker ile tanıştım. Kafamız uyuştu. İlker ile birlikte işletmelerimizin sayısını artırdık, herkesten teklif geliyordu. İşimizi iyi yaptığımızı düşünüyorlardı.
Sarı "112 dışı sevk denilen olay şudur ki, biz sevkleri tıp merkezlerinden aldık. İnsanlar bana güvendiği için hastalar bana sevk ediliyordu. 112'den kimseye rüşvet vererek hasta almadık. Siz bile 112 komiteyi arasanız 1 tuşla hangi hastaneye kaç hasta gönderildiğini söylerler. 112 ile uygunsuz sevk gibi bir durum yok. Yenidoğan yoğun bakımında personel bulmak çok zor, çünkü maaşlar oldukça düşük. Nitelikli bir hemşire bile asgari ücretin biraz üzerinde çalışıyor. Ben özel işletmelerden yanayım. Her ne kadar özel işletmelerin insan sağlığı açısından daha iyi olduğunu düşünsem de aynı zamanda maddi açıdan da daha iyi kazanç elde etmeleri gerekiyor. Yaptığımız sözleşmelere göre ilaçlar, hemşireler ve doktorlar gibi her şey hastaneye aittir. Bunun dışında tüm ödemeler hastane kasalarına yapılır. Bizim mali birimler, insan kaynakları gibi diğer birimlere müdahalemiz olmaz" diye konuştu
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
‘YENİDOĞAN ÇETESİ’ LİDERİ FIRAT SARI: BEN BİR HİÇİM
Yenidoğan çetesi yönetici ve üyelerinin yargılandığı davanın 6. duruşmasında örgüt lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı savunmasında "Savunmamı yapacağım. Benim hayattan artık bir beklentim, umudum kalmadı. İnsan olmaya dair ne varsa içimden söküldü" dedi.
İstanbul'da yeni doğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen'in aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanığın yargılandığı dava altıncı gününde devam ediyor.
‘İnsanlar bana güveniyordu’
Altıncı günde duruşma saat 10.35 itibariyle kimlik tespitlerinin ardından Yenidoğan çetesi lideri, Medisense Sağlık Hizmetleri şirketinin sahibi Doktor Fırat Sarı'nın savunması ile başladı.
Örgüt lideri olduğu iddia edilen tutuklu sanık Doktor Fırat Sarı savunmasında şunları söyledi: Yaklaşık 2 ay önce bu ‘savcı tehdidi’ olayından sonra kamuoyunda yoğun tepki artınca avukatlarım işten ayrıldılar. Bir süre önce memleketimden avukat akrabam geldi. Onlar katılmak istediler savunma için ertelemek istediler. Ben onlara katılmadım çünkü buraya çıkıp maddi gerçeklerini ortaya çıkmasını istiyordum. Savcı tehdidinden sonra kamuoyunda gelişen infial nedeniyle herkesin etkilendiği bir durum oldu. Buraya gelmeyi çok istedim. Çünkü artık hayata karşı bir umudum kalmadı. Bütün hesaplarıma bakılsın istiyorum, öyle bir param yok. Olayların ortaya çıkması için her şeyi anlatmak istiyorum.
17-18 yaşında Tıp Fakültesine başladım. Üniversitede bir gösteriye katıldım ve terör örgütü üyeliğinden ceza aldım, cezaevinde yattım. Olduğum örgütte var olmaktan çok pişman oldum çıktım. Bu yaşananları herkesten gizlemek istedim. Devletle bağım koptu. Ben mesleğimi çok seviyorum, hekim olmayı çok seviyorum. O dönemlerde her şeyimi kaybettim. Bütün insani değerlerimi kaybettim, bir hiç kaldım. O yüzden burada konuşmak içtenlikle anlatmak istiyorum. Tıp fakültesini bitirdim. Zorunlu hizmeti Esenyurt Devlet Hastanesi'nde yaptım. Orada yoğun bakım düzeyini arttırdım. Mekanik anlamda geliştirdim. Orada başarılı işlere imza atıp medyaya çıktım, daha sonra Reyap Hastanesi'nde işe başladım. Zaten orada Esenyurt Devlet Hastanesi'nde tanıdığım arkadaşlarım vardı. Esenyurt'un sosyo ekonomik durumu düşüktü. Hastanenin ekibi çok yetersiz, oradan sevk ediliyordu. Orada Medihouse Tıp Merkezi, Avrupa Tıp Merkezi, aklıma gelmeyen bir sürü tıp merkezi var. Bebek kötüyse oradan sevk hatta ben kendim bile götürürdüm. Orada da çok iyi çalışınca bana oradan iş teklifi geldi. İşletmeci olmam için. Beni aradıklarında işletme nedir diye inceledim. Yapabilir miyim diye düşündüm. Reyap'taki görevlerimi aksatmadan kabul ettim. İşletmede benim tıbbi yüküm çok yoktu. Ama oradaki çalışanlar bana nöbetçi hekimlerden daha çok güveniyordu. Bana soruyorlardı. Daha sonra İlker ile tanıştım. Kafamız uyuştu. İlker ile birlikte işletmelerimizin sayısını artırdık, herkesten teklif geliyordu. İşimizi iyi yaptığımızı düşünüyorlardı.
Sarı "112 dışı sevk denilen olay şudur ki, biz sevkleri tıp merkezlerinden aldık. İnsanlar bana güvendiği için hastalar bana sevk ediliyordu. 112'den kimseye rüşvet vererek hasta almadık. Siz bile 112 komiteyi arasanız 1 tuşla hangi hastaneye kaç hasta gönderildiğini söylerler. 112 ile uygunsuz sevk gibi bir durum yok. Yenidoğan yoğun bakımında personel bulmak çok zor, çünkü maaşlar oldukça düşük. Nitelikli bir hemşire bile asgari ücretin biraz üzerinde çalışıyor. Ben özel işletmelerden yanayım. Her ne kadar özel işletmelerin insan sağlığı açısından daha iyi olduğunu düşünsem de aynı zamanda maddi açıdan da daha iyi kazanç elde etmeleri gerekiyor. Yaptığımız sözleşmelere göre ilaçlar, hemşireler ve doktorlar gibi her şey hastaneye aittir. Bunun dışında tüm ödemeler hastane kasalarına yapılır. Bizim mali birimler, insan kaynakları gibi diğer birimlere müdahalemiz olmaz" diye konuştu
Kaynak: AA
En Çok Okunan Haberler