TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Afrika

haberingundemi.com.tr - Afrika haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Afrika haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İklim değişikliği çikolatayı da tehdit ediyor Haber

İklim değişikliği çikolatayı da tehdit ediyor

Dünya kakao üretiminin yaklaşık yüzde 70'ini karşılayan Batı Afrika’daki çiftçiler, son yıllarda aşırı sıcaklıklar, hastalıklar ve dengesiz yağışlarla mücadele ediyor. Bu olumsuzluklar, kakao üretiminde azalmaya yol açarak fiyatların hızla yükselmesine neden oldu. Bağımsız araştırma grubu Climate Central’ın raporuna göre, petrol, kömür ve metan gazı kullanımına bağlı olarak artan sıcaklıklar, özellikle Fildişi Sahili, Gana, Kamerun ve Nijerya’da daha sık görülüyor. Fildişi Sahili ve Gana’nın en büyük üreticiler olduğu vurgulanırken, araştırmacılar sıcaklık verilerini ve iklim modellerini inceleyerek küresel ısınmanın etkilerini değerlendirdi. Kakao üretimi için kritik eşik aşılıyor Araştırma kapsamında, kakao üretimi için ideal sıcaklık seviyesinin 32 derece olduğu belirtilirken, son on yılda bu seviyenin üzerinde geçen sıcak gün sayısının üç hafta arttığı tespit edildi. Küresel sıcaklık ortalamalarının rekor seviyelere ulaştığı 2023 yılında, incelenen bölgelerin üçte ikisinde en az 42 gün boyunca sıcaklık 32 derecenin üzerine çıktı. Bilim insanları, aşırı sıcakların kakao verimini ve kalitesini düşürdüğüne dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra unlu bit istilaları, düzensiz yağışlar, kaçakçılık ve yasadışı madencilik gibi diğer faktörlerin de kakao üretimini olumsuz etkilediği ifade ediliyor. Kuraklık üreticileri zorluyor İngiliz yardım kuruluşu Christian Aid’in yayımladığı başka bir araştırma ise Batı Afrika’daki kakao çiftçilerinin iklim değişikliği kaynaklı hava koşullarına karşı savunmasız olduğunu ortaya koyuyor. Raporda, 2023’te aşırı yağışlar nedeniyle zarar gören kakao üretiminin, 2024’te ise kuraklıktan olumsuz etkilendiği belirtiliyor. Christian Aid’den Osai Ojigho, kakao üretiminin dünyanın en yoksul bölgelerinden bazılarında geçim kaynağı olduğunu vurgulayarak, "İnsan kaynaklı iklim değişikliği bu geçim kaynağını ciddi bir tehdit altına sokuyor" dedi. Fiyatlar tarihi seviyelere ulaştı Düşen üretim, küresel kakao fiyatlarında büyük artışlara yol açtı. 2023 sonlarından itibaren Londra ve New York borsalarında kakao fiyatları hızla yükselirken, New York piyasasında ton başına fiyat 10 bin doların üzerine çıktı. Aralık 2023'te ise fiyatlar 12 bin 500 doları aşarak rekor kırdı. Daha önce uzun yıllar boyunca 2 bin ila 3 bin dolar seviyelerinde seyreden fiyatlar, çikolata üreticilerini de etkiliyor. İsviçre merkezli Lindt & Sprüngli, artan kakao maliyetleri nedeniyle 2024 yılında fiyatlarını bir kez daha artıracağını duyurdu. Kuraklık ve iklim değişikliği büyük tehdit Mississippi Eyalet Üniversitesi’nden Profesör Narcisa Pricope, kakao üretiminin özellikle kuraklık nedeniyle "varoluşsal bir tehdit" ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi kapsamında yapılan bir araştırmada, son 30 yılda Dünya’nın kara kütlesinin dörtte üçünün daha kurak hale geldiği tespit edildi. Bilim insanları, bu durumun başlıca nedeninin sera gazı emisyonları olduğunu ifade ediyor. Pricope, "Kuraklıkla mücadele sadece çikolatayı kurtarmak için değil, gezegenin yaşamı sürdürebilme kapasitesini korumak için de kritik öneme sahip" değerlendirmesinde bulundu.

Penguenler tehdit altında Haber

Penguenler tehdit altında

İklim krizi, biyolojik çeşitlilik kaybı ve insan faaliyetleri birçok türün devamlılığını tehlikeye sokarken, Uluslararası Doğayı Koruma Birliğine (IUCN) göre, bunlar arasında Afrika penguenleri de yer alıyor. 1956'ya gelindiğinde popülasyonu yaklaşık 300 bine düşen penguen türü, IUCN tarafından 1984'te "hassas türler", 2007'de ise "nesli tükenme tehdidi altındaki türler" listesine alındı. İngiliz, Güney Afrikalı, Namibyalı ve Çinli bilim insanlarınca 2024'te kaleme alınan "Afrika Penguenleri Nesli Kritik Olarak Tehlikedeki Türler Arasında Sayılmalı" başlıklı makaleye göre, 20. yüzyılın başında türün popülasyonu 1,5 ila 3 milyon civarındaydı. Türün hala üreyebilen kolonileri Güney Afrika ve Namibya'da varlığını sürdürürken, Angola ve Mozambik'te artık üreyemeyen, Kongo ve Gabon'da ise hem üreyemeyen hem de koloniden yoksun penguenler bulunuyor. Makaleye göre, 1993'te yumurtlayan 44 bin 300 çift Afrika pengueni varken, bu rakam 2023'te 9 bin 900 çifte kadar düştü. Bu da türün popülasyonunun son üç nesilde yüzde 77,8 azaldığını gösteriyor. "Koordineli olunca daha kolay avlanıyorlar" AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Nelson Mandela Üniversitesi Kıyı ve Deniz Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lorien Pichegru, iklim krizinin ve bölgede yürütülen petrol arama çıkarma çalışmalarının Afrika penguenlerinin ölümlerine yol açtığını söyledi. Afrika penguenlerinin de yunuslarınkine benzer iletişim yöntemleri olup olmadığına yönelik bilimsel çalışmalar yürüttüklerini anlatan Pichegru, "Şimdiye kadar yaptığımız deneyler, bu türün de kendi içinde koordineli olunca daha kolay avlanabildiğini gösteriyor." dedi. Bu iletişim şeklinin, bölgede yürütülen petrol arama ve çıkarma faaliyetleri sonucu artan gürültü nedeniyle aksadığını belirten Pichegru, şöyle devam etti: "Bu noktada gemilerin sismik gürültü çıkardığı zamanlarda penguenlerin kıyıdan tamamen tersi yönde uzaklaştığını fark ettik. Yani sesten kaçıyorlardı. Deniz trafiği, yakıt ikmali operasyonları ve arama çalışmalarından kaynaklanan gürültülerin onları balıkların olmadığı bir yere doğru, bu gürültüden uzaklaşmaya zorladığını düşünüyoruz. Durum böyle olunca da ölüyorlar." Pichegru, bölgede çok fazla kuş yaşadığı için oluşan doğal gübrenin de yıllardır birçok ülke tarafından ticari amaçlarla taşındığına işaret etti. Penguenlerin yumurtalarını koyduğu yuvalarını normalde bu gübrelerin altında inşa ettiğini dile getiren Pichegru, ancak doğal gübrede yaşanan ciddi düşüşle birlikte açık havada kalan yuvaların, doğal etmenler karşısında savunmasız hale geldiğini bildirdi. Küresel ısınmayla bölgede artış gösteren sıcaklıkların, ısıya karşı çok hassas bu hayvanları Antarktika'dan gelen akıntıların bulunduğu kıyı bölgelere gitmek zorunda bıraktığını anlatan Pichegru, bu durumun da penguenlerin yumurtalarını ve yavrularını koruyamamasıyla sonuçlandığını söyledi. "Penguenler ortadan kaybolduğunda diğer türler de onları takip edecektir" Kendisinin de aralarında olduğu bilim insanlarının, bu yavruları kurtarmak için koruma programları başlattığına değinen Pichegru, penguenleri toplayarak iyileştirme merkezlerinde beslenmelerine ve hayatta kalmalarına yardımcı olduklarını, bunu yapmadıkları takdirde hava şartları başta olmak üzere birçok faktörün bu canlıların ölümüne yol açacağını belirtti. Afrika penguenlerinin korunması için acil harekete geçilmesi çağrısında bulunan Pichegru, şunları kaydetti: "Her yıl Afrika penguenlerinin yüzde 8'ini kaybediyoruz ve bu şekilde devam ederse 2035 yılına gelindiğinde bu türün yok olması bekleniyor. Bu nedenle bilim insanları olarak bu hayvanların artık 'nesli kritik olarak tükenme tehdidi altındaki türler' listesine alınması için çalışıyoruz. Yıl sonunda bu çabalarımızın sonuç vereceğini düşünüyorum. Öyle olması halinde Afrika penguenleri söz konusu listedeki tek penguen türü olacak." Pichegru, uçamayan, uzağa gidemeyen bu hassas kuşların, bulundukları bölgenin değişen koşulları karşısında ilk alarm veren tür olduğuna işaret ederek, "Yaşadıkları bölgenin ekosisteminde bir problem varsa bunu ilk penguenlerde görürüz yani penguenler ortadan kaybolduğunda bu, diğer türlerin de onları takip edeceği anlamına geliyor." ifadelerini kullandı. Bölgedeki penguen neslinin tükenmesiyle ekosistemde görülecek değişimler nedeniyle yine aynı bölgede yaşayan sümsük kuşları, karabataklar, diğer deniz memelileri ve balık türlerinin de tehlikede olacağını dile getiren Pichegru, "Afrika penguenleri insanlar tarafından çok seviliyor. İnsanlar bu sevimli hayvanların kurtarılması için savaşacaklardır. Biz de bu türün kurtarılmasıyla bölgedeki tüm ekosistemin kurtulması üzerine çalışıyoruz." diye konuştu.

'HİÇ KİMSE ACIYI HAKKETMİYOR' Haber

'HİÇ KİMSE ACIYI HAKKETMİYOR'

Geçen ay İstanbul, Ankara, Bursa, Antalya ve İzmir'de konser veren Ekvator Ginesi kökenli sanatçı, flamenko, soul, Afrika, r&b, rumba ve cazın da içinde bulunduğu farklı tarzlarda müzik yapıyor, müziğinde sakinlik, barış, özgürlük, tutku gibi temalara yer veriyor. Türkiye turnesi için geldiği İstanbul'da AA muhabirinin sorularını cevaplayan sanatçı, İstanbul'da her zaman kendisini iyi hissettiğini belirterek, "Herkes İstanbul'da iyi hisseder. Nereden gelirseniz gelin, İstanbul'a ayak bastığınız zaman iyi hissetmeye başlarsınız." ifadelerini kullandı. Sahnede dinleyicilerin karşısına çıkmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Buika, "Sahne daha rahat hissettiğim ve insanlarla daha iyi iletişim kurduğum yer. Bunu da müzik aracılığıyla yapıyorum." değerlendirmesinde bulundu. "Müziğe olan sevgimiz bizim ortak dilimiz" İspanyolca şarkılar söylediğini ve başlarda Türk insanının müziğini neden sevdiğine anlam veremediğini vurgulayan sanatçı, şunları kaydetti: "İngilizce şarkılarım da var ve Türkler genelde çok iyi İngilizce konuşuyor ama İspanyolca konuşan çok kişi yok. Bu yüzden insanların burada benim müziğimi neden çok beğendiklerini anlamıyorum. Sanırım benim söyleyiş tarzımı beğeniyorlar çünkü işin temelinde müziğe olan sevgimiz var, bu bizim ortak dilimiz. Mesela ben Türk müzisyenleri dinleyince dillerini anlamıyorum ama melodi ve duygular beni çekiyor. Türk insanı İspanyol, Fransız, Rus, İngilizler nasılsa öyle hissediyor. Hepimiz aynı duygulara sahibiz. Mutlu olmak istiyoruz. İyi bir ailede, iyi bir eve sahip olmak istiyoruz. Herkesin umutları aşağı yukarı aynı." "Hepinizi seviyorum, dinleyiciler bizim patronumuz" Buika, konserlerinde dinleyicilerin tavrına ve isteklerine göre doğaçlama bir repertuvar seslendirdiğine işaret ederek, "Hayranlarımı seviyorum. Size bir mesajım var, hepinizi seviyorum ve teşekkür ederim. Çünkü günün sonunda dinleyiciler bizim patronumuz." dedi. Türkiye'yi bir rüya ülke olarak gördüğünün altını çizen Buika, "Çünkü Türk halkı, Türk dinleyiciler iyi müzikten anlıyor, müzik hakkında çok şey biliyor. Mesela, eğer bir şarkıcıysanız ve başarı veya başka bir şey için şarkı söylüyorsanız Türk dinleyici bunu fark ediyor, sizi desteklemiyor. Dürüst olduğunuzu, samimiyetinizi gördüklerinde sizi destekliyorlar." şeklinde konuştu. Ünlü şarkıcı, sahneye samimiyetle çıktığında dinleyicilerin gerçeği fark ettiğini bunu insanların yüzünden anlayabildiğini bu nedenle Türkiye'de olmayı sevdiğini aktardı. Pek çok şehirde konserler verdiğinin altını çizen sanatçı, bir gün büyük bir ülke olan Türkiye'nin her yerinde konser vermiş olmayı ve şarkılar söyleyebilmeyi umduğunu, bunu Türk halkı için yapacağını söyledi. "Kimse savaşı hak etmiyor" Filistin'de yaşananlara da değinen Buika, şu bilgileri verdi: "Acı cevap değil. Kesinlikle acı bir cevap değil. Bir çatışma hakkında konuşabiliyorsak, o zaman sorun olmaz ama eğer savaşmak zorunda kalırsak herkes acı çeker. Bu ülkede insanlar çok çalışıyor. Kötü bir şeyi hak etmiyor. Diğer tüm ülkeler için de aynı şey geçerli. Filistin, İspanya, İngiltere olsun, hepsinde insanlar çok çalışıyor. İnsanların acısına saygı duymalıyız. Uyandığımız andan itibaren, neredeyse uyuyana kadar çalışıyoruz. Düşmanlar sahte. Bu bir yalan, sadece çalışan insanlar var. Yıllardır dünya çapında turneler yapıyorum. Uçaktan indiğimde gördüğüm tek şey çalışan, çalışan, çalışan, acı ve ıztırap çeken insanlar. Kimse savaşı hak etmiyor. Hiç kimse acıyı hak etmiyor. Tanrı'nın istediği bu değil. Tanrı birbirimizle kavga etmemizi istemiyor. Bu iyi değil. İnsanların acı çekmesi iyi bir şey değil çocukların acı çekmesi iyi değil." şeklinde konuştu. Başarılı sanatçı, bugünün yaşlı neslinin, geçmişte çeşitli savaşlar gördüğünü vurgulayarak, "Hayatları boyunca savaştılar ve şimdi çocukların savaşlarda nasıl öldüğünü görüyorlar. Bu adil değil. Dünyadaki bütün savaşlara karşıyım. Herkesi seviyorum. Araplar, Hristiyanlar, Müslümanlar, Afrikalılar, Filistinliler, Ruslar, herkesi seviyorum. Herkesi sevmeliyiz. Bu bizim dünyamız. Kavga edemeyiz. Bu hoş değil hem de hiç hoş değil." diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.