Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Avrupa Birliği

haberingundemi.com.tr - Avrupa Birliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Avrupa Birliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye-AB ticaret hacmi 327 milyar dolar Haber

Türkiye-AB ticaret hacmi 327 milyar dolar

DEİK Genel Merkezi'nde düzenlenen basın buluşmasında konuşan Olpak, DEİK'in 153 iş konseyi olduğunu, yeni bir iş konseyini daha devreye aldıklarını söyledi. Gündemin sadece Türkiye'de değil dünyada da çok hızlı şekilde değiştiğini dile getiren Olpak, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) yönetim değişiminden sonra ticaret savaşlarıyla gündeme gelen sürecin nereye evrileceğini hep beraber değerlendirdiklerini açıkladı. Olpak, şunları kaydetti: "Bize soruluyor, etki analizi yaptınız mı? Biz de diyoruz ki; dün akşamki açıklamaya göre mi? Bu sabahki açıklamaya göre mi? Hangi açıklamaya göre etki analizi yapacağız? Biz de onu tartışıyoruz. Mesela Rusya'da yapılan kutlamaları iyi okumak gerektiğini düşünüyorum. Orada birçok ülke vardı ama Çin'le olan fotoğrafın askeri boyutunda değiliz; ekonomiyi nasıl etkileyecek diye hepimizin düşünmesi gereken alanların içerisinde bütün bunların yanında Avrupa'nın kendi içerisinde yeni yönetim değişikliğinden sonra alması gereken birtakım stratejik kararlar oldu. Avrupa'nın o proje çerçevesi içinde ayırdığı bütçeler var. Bu toplantıyı 4 sene önce yapmış olsaydık birçok ülkeyle farklı siyasi gerilimleri konuştuğumuz bir süreç vardı. Bugün Birleşik Arap Emirlikleri'ni konuşmuyoruz. Suudi Arabistan'ı, Suriye'de değişimin çok daha iyi gideceği bir süreç olmasını bekliyoruz. Suriye'yi farklı konuşuyoruz. O zaman daha az sorunu konuştuğumuz bir yerde daha odaklı alanlara başımızı çevirmemiz doğrudur diye düşünüyoruz. Avrupa Birliği ile 327 milyar dolar boyutunda ikili ticaretimiz var. Kendi içerisinde oldukça dengeli giden bir süreç var. Bu sürecin içerisinde şikayetçi olduğumuz alanlarımız var; bunları dile getirdik, konuşacağız." Olpak, klasik sorunların başında vize sorununun yer aldığını hatırlattı. Avrupa Birliği ile yüksek seviyeli ekonomik diyalog toplantılarının askıya alındığını dile getiren Olpak, "Son 2 yıl içerisinde Avrupa Birliği'nin diplomatik tavır sergilemesi söz konusu." dedi. "Trump Avrupa'yı konuşurken masayı dağıtan kişi oldu" DEİK Türkiye Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ ise "İş dünyası çok önemli çünkü iş dünyası çok siyasi değil, hükümet değil, devleti yönetenler değil, sokaktaki 85 milyon değil. Biz ikisinin ortasında iki taraftan da aldığımız etkilerle doğruyu bulmaya çalışan ve burada biraz yönlendirmeci hareket etmeye çalışan bir ticari diplomasi yapıyoruz." diye konuştu. Yalçındağ, "8. Cumhurbaşkanı Rahmetli Turgut Özal zamanından hatırlarsanız 'kişisel ilişkiler çok önemli' derdi. Yani telefon açıp iki devlet başkanının konuştuğu iki ülke arasında çok önemli olmaz problemler, Niye? Çünkü konuşurlar. Konuştuğunuz zaman işler daha rahat çözülür. Bizim yapmak istediğimiz o." dedi. Avrupa Birliği ile Türkiye'nin önüne gelen tarihi bir fırsat olduğunu belirten Yalçındağ, bunun 40 yıl içerisinde görülen en büyük tarihi fırsat olduğunu ve bu fırsatın iyi anlaşılması gerektiğini söyledi. Yalçındağ, 10 gün önce İtalya seyahatlerinin olduğunu, orada 600'e yakın iş insanının katılımıyla DEİK'in önderliğinde, yönetiminde ve koordinasyonunda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da mümkün olduğu kadar seyahatlerine iş insanlarını da katarak gittiğini belirtti. Çok başarılı bir toplantı gerçekleştirildiğini belirten Yalçındağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oradan dönerken düşündüm. 40 milyar dolar hedeflendi. Çok dostça, nezaket çerçevesinde olağanüstü bir toplantı yapıldı. Bunu bütün Avrupa ülkeleriyle yapmamız lazım. Hem de çok sıklıkta yapmamız lazım. İtalya, Almanya, Fransa ve İspanya'ya iki defa iş insanlarımızla gidip aynı bu samimiyetle bu toplantıları gerçekleştirmemiz lazım diye düşünüyoruz. ABD Başkanı Donald Trump Avrupa'yı konuşurken masayı dağıtan kişi oldu. Moskova'daki toplantılar bunun sebebi. Trump'ın dağıtmış olduğu masanın nasıl şekilleneceği, yeniden ve kimlerin o masanın neresinde yer alacağı önemli. Bizim Avrupalı dostlarımıza söylediğimiz şu; 'masa dağıldı ve yeniden Avrupa bu masada yerini nerede alacak? Lütfen bunu siz belirleyin. Ayakta durup beklemeyin'. Amerika neticede dünya nüfusunun yüzde 4'ünü temsil ediyor ama dünyanın yöneticisi konumunda. Neticede 28 trilyon dolar civarında bir ekonomisi ve 350 milyon nüfusu var." Yalçındağ, Avrupa Birliği'ne bakıldığında, Türkiye ile 20 trilyon dolarlık ticari hacme sahip olduğunu ve birlikte 600 milyon nüfusteşkil ettiğini belirtti. Yalçındağ, "Avrupa'ya diyoruz ki biz; 'Yanına Türkiye'yi de al. O masada kendini yeniden şekillendir ve ben buraya oturuyorum de otur. Seni kimse o masadan kaldıramaz.' Yani bunu böyle yapmak durumundayız" diyerek sözlerini tamamladı.

Kallas, istikrar ve barışın göçün önlenmesinde önem taşıdığını söyledi Haber

Kallas, istikrar ve barışın göçün önlenmesinde önem taşıdığını söyledi

Kallas, Avrupa'nın güvenliği, savunması ve göç konularını görüşmek üzere Finlandiya'da düzenlenen gayriresmi toplantı sonrası Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile ortak basın toplantısında konuştu. Toplantının ana gündeminin savunma olduğunu belirten Kallas, güvenlik endişelerinin Avrupa'nın farklı bölgelerine göre farklılık gösterse de bu endişeleri ele almanın anahtarının kolektif eylemde yattığını ifade etti. Kallas, Rusya’nın kıtanın istikrarına yönelik doğrudan tehdit olduğunu dile getirerek, Avrupa'nın savunma kabiliyetlerini güçlendirmek için acil ve birleşik bir eylemin gerektiğine işaret etti. "Güvenlikle ilgili endişelerimizin üstesinden savunmaya daha fazla yatırım yaparak gelebiliriz." diye konuşan Kallas, savunmaya daha fazla yatırım yapılmasına ihtiyaç olduğunu ve harekete geçilmemesinin daha fazla istikrarsızlığa yol açabileceği değerlendirmesinde bulundu. Kallas, savunmaya ilişkin kararların barışçıl zamanlarda alınması gerektiğini zira krizlerin ortaya çıkmasını beklemenin Avrupa'yı "hazırlıksız bırakabileceği" uyarısında bulundu. Bu doğrultuda şubat ayında yapılması planlanan gayriresmi görüşmelerin AB'nin savunma politikasının şekillendirilmesi açısından önemli olacağını söyleyen Kallas, "Kararları çok daha erken, çok daha barışçıl zamanlarda almanız gerekiyor." dedi. Göç Siber saldırılar, sabotaj ve "göçün silahlandırılması" gibi hibrit tehditlerin yarattığı artan risklere dikkati çeken Kallas, suç örgütleri dahil "kötü niyetli aktörlerin" göç krizini şiddetlendirdiğini savundu. Kallas, "İnsanlara AB'nin nesini sevdikleri sorulduğunda ilk söyledikleri şeyin insanların Avrupa'da serbest dolaşımı olduğudur ancak aynı anda hem içeride hem de dışarıda sınırsız olamayız. Bu da dış sınırlarımızı korumamız gerektiği anlamına geliyor." dedi. AB'nin büyük ölçekli göç akınlarını önlemek için Suriye gibi menşe ülkelerde istikrar ve barışın teşvik edilmesindeki rolüne değinerek, "Suriye buna iyi bir örnektir çünkü bölgede istikrar ve barışın olması, böylece büyük bir göçmen akınının yaşanmaması herkesin çıkarınadır." diye konuştu. Kallas, AB'nin bölgesel ortaklarıyla işbirliği içerisinde kaçakçılık şebekeleriyle mücadeleye odaklanması ve insanların daha iyi fırsat arayışıyla yurtlarını terk etmek zorunda kalmamaları için ülkelere destek sağlaması gerektiğini belirterek, "Eğer ülkede refah ve iş imkanları varsa insanlar evlerini terk etmek istemez. Mecbur kalırlarsa giderler, ya savaş vardır ya da yaşamak mümkün değildir. Bu nedenle insanların evlerini terk etmek istememeleri ya da terk etmek zorunda kalmamaları için bu ülkelere yardım etmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye, tarımda AB ülkelerinden daha az pestisit kullanıyor Haber

Türkiye, tarımda AB ülkelerinden daha az pestisit kullanıyor

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Bakanlık tarafından bitkisel üretimde zararlı organizmalar nedeniyle oluşabilecek verim ve kalite kayıplarının önlenmesi amacıyla zirai mücadele tedbirleri alınıyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de gıda güvenliğinin üst seviyede sağlanması, verim ve kalite kayıplarının önlenmesi amacıyla gerekli durumlarda tarım ilaçları kullanılabiliyor. Bakanlık, tarım ilaçlarının kullanımının azaltılması, insan sağlığı ve çevre üzerine olumsuz etkilerinin önlenmesi için son yıllarda çeşitli çalışmalar yürüttü. Bu kapsamda, kimyasal kullanıma alternatif mücadele yöntemlerinin yaygınlaştırılması amacıyla entegre mücadele projeleri uygulanıyor. Proje uygulama alanı 0,28 milyon dekar alandan 4,6 milyon dekara çıkarıldı. Pestisit kullanımına alternatif olan biyolojik ve biyoteknik mücadele yöntemlerini kullanan üreticilere destekleme ödemesi yapılıyor. Desteklemenin başlamasıyla uygulama alanı hızla arttı. 223 aktif madde yasaklandı Ülkede AB'ye uyum kapsamında çevre ve insan sağlığı açısından olumsuz etkileri tespit edilen 223 aktif madde yasaklandı. Üreticilerce bu aktif maddeler yerine daha güvenli pestisitlerin kullanılması sağlanıyor. Ayrıca pestisit kalıntısı riski görülen ürünlerde 2022-2025 yıllarını kapsayan Kalıntı Eylem Planı uygulamaya alındı. Plan kapsamında 11 ürüne ilişkin (Biber, portakal, limon, mandalina, greyfurt, marul, maydanoz, ıspanak, üzüm, ayva, nar), 12 ilde (Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Eskişehir, Hatay, İzmir, Mersin, Muğla, Sakarya, Denizli ve Manisa) teknik personel eğitimi, üretici farkındalığının artırılması ve kalıntının önlenmesi amacıyla çalışmalar yürütülüyor. Ticaret borsaları, ihracatçı birlikleri, ziraat odaları, TARİŞ, Tarım Kredi Kooperatifleri, bölgesel kalkınma ajansları, yerel idare müdürlükleri gibi kuruluşlarla işbirliği halinde çalışmalar yapılıyor. Pestisit karnesi Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) İstatistik Bölümü tarafından her yıl sonunda ülkelerin pestisit tüketimine ilişkin bilgileri yayımlanıyor. Bu bilgilere, FAO Kurumsal İstatistik Veri Tabanı (FAOSTAT) üzerinden ulaşılabiliyor. Bu kapsamda FAO tarafından en son 2022 yılına ilişkin veriler açıklandı. Bakanlık tarafından yürütülen çalışmaların sonuçları bu verilere de yansıdı Söz konusu verilere göre, 2022'de hektar başına pestisit kullanımında dünya ortalaması 2,26 kilogram olarak hesaplandı. Türkiye'de de kullanım oranı buna paralel gerçekleşti. Diğer ülkelere bakıldığında ise söz konusu oran Kanada'da 2,42, İngiltere'de 2,81 ve ABD'de 2,85 kilogram oldu. AB ülkeleri ortalaması ise 3,2 kilogram olarak kayıtlara geçti. Oran, Fransa'da 3,67, Almanya'da 4,14, İtalya'da 5,38 ve Hollanda'da 10,86 kilogram oldu. Japonya'da söz konusu oran 11,24 kilogramı buldu. Rapora göre, dünya ortalaması ve dikkati çeken diğer ülkelerin hektar başına kullandıkları pestisit miktarları (kilogram) şöyle: Dünya 2,26 Türkiye 2,26 Kanada 2,42 İngiltere 2,81 ABD 2,85 AB ülkeleri 3,2 Fransa 3,67 Almanya 4,14 İspanya 4,59 İtalya 5,38 Hollanda 10,86 Japonya 11,24

AVRUPA SİYASİ  TOPLULUĞU  ZİRVESİ BAŞLADI Haber

AVRUPA SİYASİ TOPLULUĞU ZİRVESİ BAŞLADI

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile diğer Avrupa ülkelerinin liderlerini bir araya getiren, kıtayı ilgilendiren güncel meselelerin tartışıldığı AST zirvelerinin 5'incisi, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın evsahipliğinde düzenleniyor. Zirvede Türkiye'yi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan temsil ediyor.  40'ın üzerinde hükümet ve devlet başkanının katıldığı zirvenin gündemini ana hatlarıyla "Avrupa'nın karşı karşıya olduğu güvenlik zorlukları" oluşturuyor.  Düzensiz göçle mücadele, ekonomi güvenliği, iklim de ana gündem maddeleri arasında yer alıyor.  Liderler, ABD’nin 47. Başkanı olarak Donald Trump'ın seçilmesiyle ilgili gelişmeleri de masaya yatıracak.  AST'nin temelleri, 2022'de Avrupa Günü'nde atıldı.  9 Mayıs 2022'de AB'nin dönem başkanlığını yürüten Fransa'nın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, AB'nin rotasının belirlenmesi için bir yıl sürdürülen Avrupa'nın Geleceği Konferansı'nın kapanışında Birlik üyeliğine alternatif bir teklif sundu.  24 Haziran 2022'de yapılan AB Zirvesi'nde liderler, Macron'un teklifini ilk kez görüştü. Zirvenin sonuç bildirisinde, AST'nin, AB'nin yakın ilişkiler içinde olduğu tüm Avrupalı ülkeleri kapsayabileceği, kıtanın güvenlik, istikrar ve refahını güçlendirmek için bir siyasi koordinasyon platformu niteliği taşıyacağı ifade edildi.  Ayrıca, oluşumun AB'nin genişlemesine alternatif olmayacağı vurgulandı, yeni bir uluslararası kuruluş olarak da değil, Avrupa'da AB'den daha geniş ölçekli bir "siyasi tartışma platformu" olacağı anlatıldı.  7 Eylül 2022'ye gelindiğinde AB, ilk kez AST'nin somutlaştığını duyurdu. 6-7 Ekim 2022'de dönem başkanı Çekya'nın ev sahipliğinde, başkent Prag'da düzenlenecek gayriresmi nitelikli AB Liderler Zirvesi öncesinde ilk AST toplantısının yapılacağı bildirildi.  Yılda iki kez yapılan zirveye Çekya'nın ardından, 1 Haziran 2023'te Moldova, 5 Ekim 2023'te İspanya, 18 Temmuz 2024'te İngiltere ev sahipliği yaptı.  

Otomotivde 3 ülke daha ek vergi kapsamına alındı Haber

Otomotivde 3 ülke daha ek vergi kapsamına alındı

Otomotivde 3 ülke daha ek vergi kapsamına alındı Meksika ve Güney Afrika Cumhuriyeti menşeli muhtelif binek otomobillerin Avrupa Birliği (AB) üzerinden ithalatında tatbik edilen ek mali yükümlülük uygulaması, Vietnam, Japonya ve Kanada'yı da kapsayacak şekilde genişletildi. Bazı Ürünlerin İthalatında Ek Mali Yükümlülük Uygulanmasına Dair Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, AB ve Türkiye'nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları kapsamında düşük oranlı gümrük vergileri uygulanıyor. Türkiye'nin tercihli ticaret anlaşması bulunmadığı ülkelerden AB üzerinden Gümrük Birliği kapsamında Serbest Dolaşım Belgesi (A.TR) ile ülkeye düşük gümrük tarifeleri ile ihracat yapıldığı tespit edildi. 30 GÜN SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRECEK Türkiye aleyhine ortaya çıkan haksız tarife farklılığının giderilmesi amacıyla Meksika ve Güney Afrika Cumhuriyeti menşeli muhtelif binek otomobillerine yönelik yüzde 10'luk ek mali yükümlülük uygulaması, ilgili ülkelerin yanı sıra Vietnam, Japonya ve Kanada menşeli olarak A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde AB üzerinden ithalatı yapılacak konvansiyonel, hibrit ve elektrikli binek otomobillerinde de tatbik edilecek. Bahse konu uygulamanın ürün ve ülke bazında genişletilmesi nedeniyle karar, 30 gün sonra yürürlüğe girecek. Karar hükümleri, Ticaret Bakanı tarafından yürütülecek.

Siyonizm karşıtı İsrailli aktivist Aparicio: "Filistin özgürleştiği gün geri döneceğiz" Haber

Siyonizm karşıtı İsrailli aktivist Aparicio: "Filistin özgürleştiği gün geri döneceğiz"

Siyonizm karşıtı İsrailli aktivist Eitan Bronstein Aparicio, İsrail'in apartheid rejiminin bir gün çökeceğine inandığını, Filistin özgürleştiğinde de ülkesine geri döneceğini belirterek, Türkiye'nin uyguladığı ticari kısıtlamaların diğer ülkelerce örnek alınması gerektiğini söyledi. Aparicio, 1960'da Arjantin'de dünyaya gelmiş, 5 yaşındayken ailesiyle İsrail'e göç etmiş bir Yahudi ailenin çocuğu. İsrail ordusunda zorunlu askerliğini yaptıktan sonra yedek asker olarak Lübnan ve Batı Şeria'da hizmet vermeyi reddeden Aparicio, 5 sene önce, siyonist rejimin kontrolünde daha fazla yaşamak istemediğine karar vererek ailesiyle Brüksel'e taşınmış. Aparicio, Brüksel'de "Belçika Siyonizm karşıtı Yahudiler Birliği" (Anti-Zionist Jewish Alliance in Belgium) çatısı altında faaliyet gösteriyor. Avrupa Birliği (AB) personelinin İsrail'in Gazze'deki saldırılarının birinci yılını protesto etmek için düzenlediği gösteriye katılan Aparicio, AB Komisyonu binası önünde ülkesinin bir soykırım devletine dönüştüğüne dair bir konuşma yapmıştı. "Nekbe: İsrail'i Sömürgecilikten Kurtarma Mücadelesi" isimli kitabın yazarı Aparicio, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Aparicio, aktivistliğe başlamasını şöyle anlattı: "Temel meselenin siyonizm olduğunu, bir Yahudi ulus devleti projesi olduğunu ve siyonizmi aşmadığımız sürece Filistin'de de İsrail'de de herkes için barış ve adaletin sağlanmasının imkansız olduğunu anladığımda, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakları üzerinde çalışmaya başladım." "İsrail'in bir gün politik olarak çökeceğini düşünüyorum." diyen Aparicio, şöyle devam etti: "Bakın, (İsrail) diğer tüm sömürgeci rejimler veya apartheid rejimleri gibi. Güney Afrika'da, onlarca yıl boyunca apartheid rejimi vardı. Aslında İsrail'le aynı gün kuruldu ve bir gün çöktü. Uluslararası baskı, büyük bir uluslararası baskı, boykot, dünyanın dört bir yanından çok önemli yaptırımlar sonrasında çöktü." Aparicio, apartheid rejimi çöktüğünde İsraillilerin çoğunun sömürgeci bir zihniyete sahip olduğu için Filistinlilerle eşit şekilde bir arada yaşamayı istemeyeceğini dile getirerek, "Gerçekten umuyorum ki, orada Filistinlilerle yaşayacak insanlar olacak. Eşimle söz verdik. Filistin özgür olduğunda geri döneceğiz." dedi. - "Tek yol uluslararası baskı" "Bence bugün tek yol uluslararası baskı." ifadesini kullanan Aparicio, tüm ülkelerden, Birleşmiş Milletler (BM) organlarından, AB ülkelerinden yaptırımlar ve silah ambargosuna ihtiyaç olduğunu vurguladı. Türkiye'nin İsrail ile ihracat kısıtlamasına değinen Aparicio, "Bence (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın) yaptığı şey çok çok değerli. İsrail ile ticareti tamamen boykot etmek. İsrail'de çok güçlü bir yaptırımı olduğunu biliyorum. İnsanlarla konuştuğumda duyuyorum ve okuyorum. İsrail pazarında büyük sorunlara yol açıyor. Bu yüzden bu ekonomik yaptırımları uygulayan daha fazla ülke olmasını umuyorum." değerlendirmesini yaptı. Aparicio, "Her yerde, her düzeyde yaptırımlar önemli. Çünkü yalnızca baskı İsrail'i durdurabilir." dedi. - Batı'nın tavrı: "Irkçılığın bir parçası" Batılı ülkelerin Yahudi soykırımı nedeniyle tarihi bir sorumluluğu olduğunu belirten Aparicio, "Ancak bunun yanlış tarafını üstleniyorlar. 'Bir daha asla Nazi rejimi gibi ırkçı, katil bir rejim olmamalı' demek yerine, güçlü bir Yahudi devleti kurma gibi bir ders çıkarmışlar." diye konuştu. Aparicio, AB'in İsrail'in en büyük ticaret ortağı olduğuna değinerek, Ukrayna'ya saldırıları karşısında Rusya'ya uygulanan yaptırımlara bakıldığında İsrail'in Gazze'de yaptıklarıyla kıyaslanamayacak bir tablonun bulunduğunu söyledi. Buna rağmen AB'nin İsrail karşısında sessiz kaldığına dikkati çeken Aparicio, "İnanıyorum ki bu, ırkçılığın bir parçası. İsrail'de olduğu gibi AB'de de, Filistinlilerin hayatları, İsraillilerin hayatlarından, Yahudilerin hayatlarından, beyaz Avrupalıların hayatlarından çok daha az önemli." tespitini yaptı. - "İsrail tüm dünyanın izlediği bir soykırımı yürütüyor" Aparicio, 7 Ekim'de Hamas'ın saldırısının İsrail için büyük bir yenilgi anlamına geldiğini dile getirerek, şunları anlattı: "7 Ekim'den beri olanların, iki ana faktörün bileşimi olduğunu görüyorum. Biri yenilgi. İkincisi İsrail toplumunun giderek daha fazla faşist, giderek daha fazla aşırı sağcı hale gelmesi. Bu, İsrail ordusunu ve İsrail hükümetini Filistinlilerden intikam almaya, bir yıllık intikam almaya getiren bir kombinasyon. Mesele Hamas'ı öldürmek değil. İsrailliler, Hamas'ın tamamen yok edilemeyeceğini en başından beri biliyorlardı. Hamas toplumun içine yerleşmiş durumda. Önemli bir hareket, bir parti. Yani burada büyük bir katliama, bir soykırıma dönüşen büyük bir intikam var. Aslında, İsrail tüm dünyanın izlediği bir soykırımı yürütüyor." Bir yıldır süren soykırımın yalnızca İsrail'den görülmediğini ifade eden Aparicio, "İsrailliler sadece sayıları biliyorlar. Soyut bilgileri biliyorlar. Bombalanmış insanları, titreyerek ölen bebekleri, plastik torbalardaki bedenleri, hepimizin gördüğü bu korkunç görüntüleri görmediler." diye konuştu. - "Bu korkunç katliamın bizim adımıza yapıldığını görmek berbat" Aparicio, hükümetin politikalarını tasvip etmeyen, Filistinlilerin haklarını destekleyen, siyonizm karşıtı Yahudiler için yaşanan soykırımın özellikle üzücü olduğunu dile getiren Aparicio, şunları kaydetti: "Bu korkunç katliamın bizim adımıza yapıldığını görmek berbat. Her gün bunu Yahudi halkı için yapıldığını duyuyoruz. Bu, suçu ikiye katlıyor gibi. Bir ulusu katlediyorsunuz ve bunu kendi halkınızın, dünyadaki Yahudilerin iyiliği için olduğunu iddia ediyorsunuz. 'Bunu İsrail için yapıyoruz' demek yerine, 'Bunu tüm Yahudiler için yapıyoruz' diyorlar. Böylece dünyadaki insanlar bunun Yahudiler adına yapıldığını düşünüyor. Bu korkunç ve bundan çok endişeliyiz."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.