Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Chp

haberingundemi.com.tr - Chp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP'nin kurultay soruşturması: iddianame hazır Haber

CHP'nin kurultay soruşturması: iddianame hazır

CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nda "para karşılığı oy kullandırıldığı" iddialarına ilişkin aralarında yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in de bulunduğu 12 şüpheli hakkında 3'er yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te yapılan 38. Olağan Kurultayı'na ilişkin Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. maddesi ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre yürüttüğü soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. İddianamede, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na mağdur, eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'a müşteki sıfatıyla yer verildi. İddianamede, yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile Baki Aydöner, Erkan Aydın, Hüseyin Yaşar, Mehmet Kılınçaslan, Metin Güzelkaya, Özgen Nama, Özgür Çelik, Rıza Akpolat ve Serhat Can Eş hakkında, Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. maddesinde yer alan "oylamaya hile karıştırma" suçundan 1 yıldan 3'er yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede, yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun, partinin 38. Olağan Kurultayında "Divan Başkanı" olarak görev yaptığı, İmamoğlu'nun organizesinde diğer şüphelilerin de iştirak halinde hareket ettiği belirtildi. Şüphelilerin birlikte hareket ederek atılı suçu işlediklerine işaret edilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi: 4-5 Kasım 2023 tarihinde Ankara Spor Salonu'nda yapılan Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan Kurultayında oy kullanan bir kısım kurultay delegelerine, genel başkan adayı Özgür Özel lehine oy kullanmaları için; bir kısım delegeye para verdikleri, bir kısmına değişik il ve ilçelerde belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği adaylığı teklif ve taahhüt ettikleri, bir kısım delege ve yakınlarını CHP'li belediyeler ile bu belediyelere bağlı şirket ve iştiraklerinde işe yerleştirdikleri, bir kısım delege ve yakınlarına çok sayıda market alışveriş kartları dağıttıkları, kurultayda oy kullanan bu delegelerden kullandıkları oyların fotoğrafını cep telefonlarıyla çekerek kendilerine göndermelerini istedikleri, kurultay salonunda 1. tur oylama sonucunda 2. tur oylamaya geçilmesini geciktirerek Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylıktan çekildiğine yönelik gerçeğe aykırı açıklamalarda bulundukları, bu şekilde kurultay delegelerinin iradelerini fesada uğratarak, genel başkan adayı Özgür Özel'in genel başkanlık seçimini kazanmasına yönelik faaliyet yaptıkları belirtilmiştir. Başsavcılığın iddianamesinde, kurultay süreci ve sonrasında bir kısım sosyal medya hesaplarında, bazı yazılı ve görsel medya organlarında, kurultay sırasında Kılıçdaroğlu'nu destekleyen delegelerin "Özel'i desteklemeleri için birtakım menfaatler verildiği ve bazı vaatlerde bulunulduğu", söz konusu iddiaların partililerce gündeme getirildiği kaydedildi. Söz konusu iddialar üzerine bazı milletvekilleri hakkında da soruşturma yürütüldüğü aktarılan iddianamede, bu soruşturmanın ise mevcut dosyadan tefrik edildiği aktarıldı. İddianamede yer alan şüpheliler, Baki Aydöner, Cemil Tugay, Ekrem İmamoğlu, Erkan Aydın, Hüseyin Yaşar, Mehmet Kılınçarslan, Metin Güzelkaya, Nihat Yeşiltaş, Özgen Nama, Özgür Çelik, Rıza Akpolat ve Serhat Can Eş olarak sıralanmıştı.

TÜRKİYE İTTİFAKI KAZANACAK Haber

TÜRKİYE İTTİFAKI KAZANACAK

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisince Antalya'nın Kepez ilçesindeki Turgut Özal Spor Salonu önündeki alanda "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" sloganıyla düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Antalya'nın turizmin, sanatın, kültürün, tarihin kenti olduğunu söyledi. Kafkaslardan, Balkanlardan göçenin de Karadeniz'den, Güneydoğu'dan, Anadolu'dan gelenin de ev sahibi ve kardeş olduğunu anlatan Özel, "Bu yüzden biz Antalya'ya 'ben' diyenlerin değil, 'biz' diyenlerin şehri diye saygı duyarız. Bugün Antalya'ya 'ben' demeye değil, 'biz' demeye, hep birlikte ayağa kalkmaya geldik" diye konuştu. Özel, 19 Mart'tan sonra 7 gün 7 gece önce Saraçhane'de, sonra Maltepe'de, ardından Samsun, Yozgat, Mersin, Konya, Van, İzmir, Bursa ve Düzce'den sonra 9. il olarak Antalya'da bulunduklarını belirtti. Artık eski siyasetin olmadığını anlatan Özel, şunları kaydetti: Artık kimsenin kalesi yok. Ne Yozgat ne Konya AK Parti'nin kalesidir. Ne İzmir ne başka bir yer CHP'nin kalesidir. Antalya bir öyle bir böyle değildir. Bütün kaleler artık milletindir. Güzel Antalya milletin kalesidir, demokrasinin kalesidir. Cumhuriyet Halk Partisinin kaleleri de millete feda olsun. Artık kalelerin siyaseti, kutuplaşma, artık şeytanlaştırma, hedef gösterme, bunlar sona ersin. Artık bu millet huzur istiyor, kardeşlik, kucaklaşmak istiyor. Kepez Meydanı'nın milletin gerçek meclisi olduğunu belirten Özel, "CHP sokaktadır, meydandadır, milletiyle omuz omuza birlikte iktidara yürümektedir" dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturmasını eleştiren Özel, Ekrem İmamoğlu'na her zaman kefil olduğunu dile getirdi. Yargı mensuplarına çağrıda bulunan Özel, "Suç işleyenlerin değil, hukukun peşinden gidin. Millete kardeş, yoldaş olun" ifadesini kullandı. Asgari ücrete ara zam istediklerini vurgulayan Özel, "Asgari ücrete ara zam hakkımız, bunu söke söke alacağız" dedi. Partilerinin başlattığı imza kampanyasına destek isteyen Özel, "Bilin ki Cumhuriyet Halk Partisi 100 yıl önceki gibi dimdik ayaktadır, emperyalistlerin karşısında, milletinin yanındadır. Yolumuzda kimse duramayacak, Türkiye ittifakı kazanacak, mutlaka Türkiye kazanacak" diye konuştu. Meydandan kendisine verilen, üzerinde Ümit Özdağ'ın fotoğrafının yer aldığı ve özgürlük yazan tişörtü gösteren Özel, "Tüm siyasi tutsaklara sahip çıktıklarını" söyledi. Mitingde, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve CHP İl Başkanı Nail Kamacı da konuşma yaptı. Öte yandan Akdeniz Üniversitesinden bir grup öğrenci, miting alanında kep atarak temsili tören yaptı.

Biz tarihimizde her darbeye karşı olduk Haber

Biz tarihimizde her darbeye karşı olduk

Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda bir konuşma yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, geçen hafta İstanbul'da ev sahipliği yaptıkları Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı'nda, ırkçılığın yarattığı tehditleri, mülteci yaratan iç savaş kışkırtıcılıklarını, Türkiye'nin mülteci sorununu nasıl aşacağını, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planını, Rusya-Ukrayna savaşını konuştuklarını söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan ve görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'na da sahip çıktıklarını anlatan Özel, "Milletin takdiriyle bir sonraki dönem cumhurbaşkanı olacağına inandığımız Ekrem İmamoğlu'na hep birlikte sahip çıktık. Dünyanın liderleri hem 'Ekrem İmamoğlu'na özgürlük' dediler, İmamoğlu'nun afişlerini, resimlerini taşıdılar hem de derhal serbest bırakılması, tutuksuz yargılanması ve İstanbul'un kendisine verdiği görevi yapması için özgürlüğünün ve göreve iadesinin takipçisi olacaklarını, beklentilerinin bu yönde olduğunu ve aksinin darbe olduğunu ifade ettiler" diye konuştu. Bugün 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümü olduğunu anımsatan Özel, 65 yıl önce yapılan darbenin, seçilmişlerin asker zoruyla görevden uzaklaştırılarak ülkeyi belli bir dönem de olsa askerlerin ve onların görevlendirdiklerinin yönetmesini amaçladığını dile getirdi. Özel, 12 Mart muhtırasının, 12 Eylül darbesinin, 15 Temmuz darbe girişiminin seçilmişleri hedef aldığını belirterek, şu görüşleri paylaştı: Darbeler iktidarlara yapılır ve herkes dönüp muhalefete bakar, ana muhalefetin de gözünün içine bakar. Ne 27 Mayıs sabahı, ne 12 Mart'tan sonra, ne 12 Eylül'de, ne 15 Temmuz gecesi gözümüzün içine bakan kimse, milli irade yerine vesayet, asker; demokrasi yerine otokrasi; seçilmiş yerine atanmışlara cesaret verebilecek, yol açacak ya da CHP'den bu konuda destek bulacak hiçbir işareti görmediler. Biz tarihimiz boyunca her darbeye karşı olduk, yaklaşan darbe süreçlerinde engel olmak için mutlaka pozisyon aldık. O konularda irade ortaya koyduk. 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde yaşadıklarını anımsatan Özel, TBMM'yi açtırarak darbeye direndiklerini anlattı. Özel, bir milletvekilinden aldığı ceketi giyerek Meclis kürsüsüne çıktığını söyleyerek, "Biz yeni bir seçim yapılıp millet başka bir görev verene kadar ana muhalefet partisiyiz. Milletin iradesinin, seçilmiş parlamentonun, demokrasinin arkasındayız. Bütün darbecilerin sonuna kadar karşısındayız. Seçilmişin arkasındayız, darbenin karşısındayız" dediğini hatırlattı. Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından CHP olarak Sosyalist Enternasyonal toplantılarında darbe girişimini anlattıklarını dile getirerek, "bugün de Sosyalist Enternasyonal toplantılarında İmamoğlu'na yapılan darbe girişimini anlattıklarını" kaydetti. Özel, "Erdoğan şimdi bana diyor ki 'Sosyalist Enternasyonal'e bizi şikayet etme'. Sana darbe yapılınca şikayet edeceğiz, anlatacağız da 15 milyon 500 bin oyla milletin aday gösterdiği İmamoğlu'na sen darbe yapınca mı susacağız?" ifadesini kullandı.

Otoriterliğe karşı iktidarı hedefliyoruz Haber

Otoriterliğe karşı iktidarı hedefliyoruz

Sosyalist Enternasyonal’in rutin gündemli düzenlenen Konsey Toplantısı bugün İspanya Başbakanı ve Sosyalist Enternasyonal Başkanı Pedro Sanchez başkanlığında, CHP’nin ev sahipliğinde İstanbul’da başladı. CHP Genel Başkanı ve Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Özgür Özel’in Aralık 2024’te Rabat’ta yaptığı çağrıyla ''Hak Ettiğimiz Bir Dünya İçin Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz'' başlığıyla İstanbul’da düzenlenen toplantıya dünyadaki sol, sosyalist, sosyal demokrat partilerden liderler katıldı. İspanya Başbakanı Sanchez, Türkiye’de Salonda katılımcıların oturduğu masalara, ''Free İmamoğlu'' yazılı bir broşür yerleştirildi. Ayrıca 19 Mart sürecini anlatan ''İmamoğlu’na Özgürlük Hemen Seçim'' başlıklı bir kitapçıklar masalara kondu. Kitapçıkta, 18 Mart’ta İmamoğlu’nun diploma iptaliyle başlayan ve bugün şehir mitingleriyle devam eden süreç anlatıldı. Masalarda bunun yanında ''Ekrem İmamoğlu’nun Tutuklanması: Hukuki Bir İnceleme'' başlıklı bir kitapçık daha yer aldı. CHP Lideri Özel, İspanya Lideri Sanchez’i toplantının yapıldığı otelde kapıda karşıladı. İki lider beraber salona geldiler. Özel, salonda toplantıya davet ettiği eski CHP Genel Başkanları Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın’ı selamladı. Ardından toplantıya DEM Parti adına katılan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve Grup Başkanvekili Sezai Temelli ile tokalaştı. İmamoğlu’nun mesajı okundu Toplantıya CHP’nin büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanlarının yanı sıra; Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın, MYK üyeleri ve milletvekilleri katıldı. Toplantı, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke’nin konuşmasıyla başladı. Sayek Böke, konuşmasının ardından CHP’nin Silivri’de tutuklu bulunan cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun mesajını okudu. Mesajın ardından İmamoğlu’nun tutuklanma süreciyle ilgili “19 Mart’ın Anatomisi” kısa belgesel izletildi. Belgeselin ardından Sayek Böke’nin çağrısıyla “Free İmamoğlu” yazıları katılımcılar tarafından havaya kaldırıldı. Ardından Sosyalist Enternayonal Genel Koordinatörü Chantal Kambiwa bir konuşma gerçekleştirdi. CHP Lideri Özel, programın açış konuşmasını yaptı. Katılımcılara güçlü dayanışma duyguları için teşekkür ederek konuşmasına başlayan Özel, şunları söyledi: Sizleri, üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış, Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan, ortasından bir nehir değil deniz geçen bir şehirden selamlıyoruz. Dünyanın en kadim şehirlerinden İstanbul’da sizleri ağırlamaktan derin bir memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek isterim. Biz 81 ülkeden 89 partinin üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonal’i, dünyanın en büyük ailesi olarak görüyoruz. Dünyada dengeleri yeniden kurmak, bölgesel savaşlara son vermek için; sağ-popülist akımların akıl dışı söylemlerine değil, sosyal demokrasinin toparlayıcı eline ihtiyaç var. Bu toparlanmayı sağlayacak olan bu salonda temsil edilen iradenin ta kendisidir. İhtiyacımız olan gerçek dışı söylemlerle kabartılan yoğun duygular değil, gerçek bir dayanışma ve en az otoriterliğin, neo-liberal düzenin mağdur ettiği yurttaşlarımız kadar cesur olmaktır. Dünyada artan kriz ve çatışmalar, otoriter yönetimler tarafından kendi iktidarlarını güçlendiren bir araca dönüştürülmektedir. Bu noktada sosyal demokrat ve sosyalist partilerin güvenlik, demokrasi ve gelir dağılımı arasındaki dengeyi koruyabilmeleri; söylemlerini bu yeni koşullara uygun olarak geliştirmeleri daha da önem kazanmıştır. Şu an devam eden çatışmalardan, Ukrayna’daki kanlı çatışmalardan önce ateşkes sonra da iki tarafın iradesiyle kabul edecekleri kalıcı bir çözümle sonuçlanmasını umut ediyorum. Bu yönde gösterilen tüm çabaları son derece değerli buluyorum. Yine, Gazze’deki katliamların sonlandırılması çağrısında bulunuyorum. Gazze’de öldürülen Filistinlilerin sayısı 50 bini aşmıştır. Yalnızca son hafta içinde 370 Filistinli öldürülmüştür. Çocuk, kadın 370 Filistinli... Bunu bütün yoldaşların en yüksek sesle tüm coğrafyalarda, tüm toplantılarda dile getirmesi gerekiyor. Bugün ABD Başkanı Trump, Filistin halkını Gazze’den sürgün etme, o bölgeyi bir eğlence ve kumarhane merkezine çevirme projesini gülerek, alay ederek dile getiriyor. Maalesef dünya da dinliyor. Sizin huzurunuzda bir kez daha şuna dikkat çekmek isterim ki Trump şaka yapmıyor ama Gazze açıklarında tüm Avrupa’ya 100 yıl yetecek hidrokarbon yataklarının varlığından da habersiz değil. Bu kötücül plana sonuna kadar karşı duracağımızı ve Filistin davasına tarihsel tutarlılığımız içinde ve aynı ve artan bir cesaretle sahip çıkacağımızı ifade etmek isterim. Çözümün 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olacağını savunuyoruz. Öyle bir döneme girdik ki Amerikan Başkanı hiç çekinmeden bazı liderler için ‘O benim gözde diktatörüm’ diyebiliyor. Veya onları ağırladığı sırada, canlı yayınlarda, ‘Diktatör olmanız benim için problem değil’ ifadesini kullanabiliyor. Türkiye’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan, en güçlü rakibini seçime sokmamak için hapse atabiliyor. Ve bunu yapmadan önce de diktatörlük kavramını dert etmeyen Trump’tan onay alıyor, onu haberdar edebiliyor. Trump yönetimi de Türkiye’deki bu hukuksuzluklara alaycı alaycı gülüyor. Trump’ın ekibinden en önemli isimlerden bir tanesi, Gazze açıklarındaki petrollerle en çok ilgilenen kişi, Türkiyede’ki petrol aramalarına birkaç ay içinde başlaması beklenen kişi; daha dün Trükiye’de yaşanan olaylar sorulduğunda, ‘Üçüncü dünya ülkelerinde böyle şeyler olur. Muhalifleri içeri tıkarsın, ondan kurtulursun, sorun hallolur. Türkiye’de aktif protestolar var ama hükümet hala istikrarlı görünüyor’ diyebilmiştir. Almanya’da radikal sağcı, ırkçı bir parti seçimlerden daha evvel görülmemiş bir başarıyla çıktı maalesef. Geçtiğimiz hafta Portekiz’de aşırı sağcı parti, hükümet kuramasa da tarihi denilebilecek düzeyde yüksek bir oy aldı. Yani dünyadaki sağ popülist ve otoriter dalga, adım adım daha çok tehlikeli hale geliyor. 21’inci yüzyılın ikinci çeyreğine yapay zekanın etkisi altında, birbiriyle konuşan, birbirinden öğrenen makinelerle, robotlarla gireceğimiz ve bu riskleri tartıştığımız bir sürede birbiriyle konuşan, dayanışan ve öğrenen otoriter popülist liderlerle girdik. Bence önümüzdeki çeyreğin en büyük sorunu, en büyük mücadele alanımız bu bütünün ta kendisi olmalıdır. Şunu hiç unutmamalıyız; örgütlü kötülükle ancak örgütlü iyilik baş edebilir. Örgütlü otoriterliğin panzehri bizim dayanışmamızdır. Dünyanın dört bir yanında, iyi örgütlenmiş demokratik güçler dayanışma içinde hareket etmelidirler. Bu seneki Sosyalist Enternasyonal toplantımızın dayanışma temasını esas almasının nedeni de yapmış olduğumuz bu ortak tespittir. Dayanışma bu saatten sonra demokratlar için bir tercih değil, kaçamayacağımız bir sorumluğumuzdur. Tam da bu nedenle bu toplantının sloganı; ‘Hak ettiğimiz bir dünya için ya hep beraber ya hiçbirimiz’ olarak belirlenmiştir. Bizim bu döneme Alman şair, Bertolt Brecht’ten ilhamla Türkiye’de kullandığımız slogan şudur: ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!’ 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan istediği yardımı esirgemediklerin söyleyen CHP Lideri Özel, şöyle devam etti: Bugün Türkiye’de AİHM kararlarını uygulamayan, seçilmiş milletvekillerini AYM kararına rağmen içeride tutan, kendisine darbe yapıldığında ona sahip çıkan, kapalı Meclis’i açtırıp tankların önünde direnen CH’nin seçilmiş belediye başkanına, cumhurbaşkanı adayımıza, ülkenin gelecek iktidarına darbe yapıp sonra, ‘Bunu hiçbiryerde anlatamazsın’ diyecek kadar pişkinler. Bunlara karşı; bunların yarattığı vasata teslim olmak, bunların yarattığı iklimin içinde kalmak, bunların ördüğü duvarın arkasında kalmak onları güçlendiriyor. Duvarlar yıkılmalı, iklim terk edilmeli, diktatörlerin dayattığı vasata teslim olunmalıdır. Reçetenin ilk ilacı budur.' Sayın Ekrem İmamoğlu, 67 gündür tutuklu. Hala iddianamesi yazılmadı. Savcılık, hiçbir iddiasını ispat edemedi. Türkiye’de vatandaşların yüzde 70’inden fazlası bu soruşturmanın hukuki değil, siyasi olduğunu düşünüyor. Bu süreçte zaten zorda olan ekonomimiz büyük yıkıma uğradı. Merkez Bankamız 60 milyar dolarlık rezervi, dövizin yükselişine engel olmak için satmak zorunda kaldı. İktidarın bu siyasi ihtirasının faturasını, 86 milyon vatandaşımız daha da yoksullaşarak ödüyor. Bilinmelidir ki temsilî demokrasi, eksik bir demokrasidir. Ancak eksik demokrasinin alternatifi asla otokrasi değildir. Eksik demokrasinin alternatifi, katılımcı demokrasidir. Kriz içindeki siyasetin alternatifi, siyasetsizlik ya da biat değildir. Alternatifi, daha fazla siyaset, daha fazla katılım, daha fazla mücadele, daha fazla dayanışmadır. Biz otoriterliğe karşı hayatta kalmayı değil, otoriterliği halkın desteğiyle yenmeyi ve iktidara gelmeyi hedefliyoruz. Tüm bu süreçlerin sonunda görüyoruz ki partimiz nasıl 31 Mart seçimlerinde 47 yıl sonra Türkiye’nin birinci partisi olduysa bugün de anketlerde Türkiye’nin açık ara birinci partisidir.

ASGARİ ÜCRETE ‘ARA ZAM’ ALACAĞIZ Haber

ASGARİ ÜCRETE ‘ARA ZAM’ ALACAĞIZ

İstanbul Pendik'te partisinin düzenlediği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" Mitinginde bir konuşma yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Pendik'in Türkiye'de emekçilerin en yoğun olduğu bölgelerden biri olduğunu belirterek, bu akşam yeni bir başlangıç yapacaklarını ifade etti. ‘Kürt seçmenleri cezalandırmak isteyen bir anlayış var’ 19 Mart'ın ardından rezervlerin yakıldığını, faizlerin yükseldiğini hatırlatan Özel, şunları kaydetti: Bir anda yüzde 47,5 olan faizler KOBİ'lerin, sanayicilerin kullandığı kredilerin faizlerini yüzde 70'lere çıkardı. TÜİK'e göre 4 aylık enflasyon yüzde 13. Yıl başında 22 bin TL olan asgari ücret, şu anda alım gücü olarak o günün 19 bin TL'sine indi. Yani 3 bin TL eridi. ENAG'a göre 4 bin 400 TL eridi. Geçen seçimlerden önce enflasyonist ortamda asgari ücrete gerekirse 4 kez zam yaparız diyorlardı. Şu anda 4 ayda verilen zamdan fazlası gitti. Yarından itibaren bütün işçi sendikalarını, konfederasyonları ziyaret takvimimize alarak hem işçi örgütleriyle, hem işveren örgütleriyle hem işçilerle birlikte asgari ücrete temmuz ayında hakikatli bir zam yapılması için, bir ara zam için çalışmaları başlatmaya karar verdik. Sendikaların önerilerini alarak, gerekli araştırmaları gerekli çalışmaları yaparak, işçilerle, işverenlerle görüşerek, küçük işletmeler, KOBİ'ler için bu yükün onların sırtına gelmesini engelleyecek çözüm önerilerini dile getirerek asgari ücrete temmuz ayında zam alacağız. Biliyorsunuz hem Ataşehir’de, hem Kartal’da birer belediye başkan yardımcısı, sekiz belediyemizde de birer belediye meclis üyemizi toplayıp, belediyelere akıllarınca korku salmak, belediye başkanlarımızı tedirgin etmek ve o belediye meclis üyeleri üzerinden onlarla birlikte partimize oy veren Kürt seçmenleri cezalandırmak isteyen bir anlayış var. Buna DEM Parti, Kent Uzlaşısı diyor. Bunun bizim partimizdeki ismi daha geniş. Biz buna Pendik İttifakı, İstanbul İttifakı, Türkiye İttifakı diyoruz. Ama DEM’den, ama diğer partilerden kanaat önderi, oy getirebilecek, hatta geçmişte başka partide siyaset yaptılarsa da eğer demokratsa, bu ülkenin bütünlüğü ile bir sorunu yoksa, vatanına, milletine bağlı ise bu ittifakın içine alıyoruz. Türkiye’de tüm illerde, birçok ilçede çeşitli siyasi partilerden isimler alındı. İstanbul’da da ilçelerde birer, ikişer DEM’de geçmişte siyaset yapmış ya da Kürtlerin kanaat önderlerinden oy verecekleri isimler listelerde yer aldı. Bu ne bir kusur, ne bir günah. Ama savcı şöyle yazmış, ‘Batıda belediye kazanamayacakları yerlerde CHP listelerinden seçime girmek suretiyle, batıdaki Kürtlerin temsil imkanı kazandığı…’ Bunu suç olarak gösteriyor. Eğer böyle bir suç varsa o suçun faili benim kardeşim, ben. Açıkça hem bir yandan PKK ile pazarlık ediyor, PKK ile bir süreç yürütüyorlar. Abdullah Öcalan’a methiyeler düzüyorlar. Diğer taraftan belediye meclislerinde yer alan birer Kürt vatandaşı alıp içeri koyuyorlar, HDK’dan yargılıyorlar. Bugün onların duruşması vardı. HDK’nın, başta İzmir 12’nci Ağır Ceza’nın karar olmak üzere çokça kararda bir kongre olduğu, terör örgütü olmadığı yazdığı halde 10 kişiyi bugün 10 saat yargılayıp Eylül’ün bilmem kaçına kadar tutukluluğuna devam kararı vermişler. Yazıklar olsun. Bir tarafta Devlet Bey’in konuştuğu umut hakkı, diğer tarafta Türkiye demokrasisinin en sağlıklı işbirliklerinden birine, Türkiye’nin barışına vurulmuş büyük bir darbedir. Bu meselede ne bir belediye başkanı, ne bir belediye meclis üyesi mesul değildir. Türkiye’nin birlik ve beraberliği için atılmış bu adımı kriminalleştirenler, Türkiye’nin en büyük düşmanlarıdır. Türkiye’deki herkes bilsin ki bu meydandakiler, bu meydanda yan yana duranlar, hem Ekrem İmamoğlu’nun, hem Selahattin Demirtaş’ın, hem Ümit Özdağ’ın özgürlüğünü birlikte savunabilen demokratlardır. Bu meydandaki bu alkış Türkiye’nin umududur. Türkiye’nin umudu sizlersiniz. Efendim Ümit Özdağ’ı içeri alsınlar, ona birileri sevinsin. Selahattin Bey’i alsınlar, başkası sevinsin. Ekrem Başkan’ı alsınlar, öbürü sevinsin. Bir tek adam, hep sevinsin. Öyle yağma yok; kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz. Kimseyi düşünmeyip bir tek kendini düşünen biri var. Şimdi devletin parasıyla, devletin parasını ajanslara verip kendine kampanya yaptırıyor. Oylar düşmüş ya. Oradan kendini yükseltmek için kampanya yaptırıyor, ‘küresel lider’ diye. Buradan Erdoğan’a söylüyorum; evinde demokrat olmayan küresel lider olamaz. Evinde otokrat olan, evinde diktatör olan ne dünyaya lider olur, ne küresel lider olur. Olsa olsa rezil olur. Memleketi de rezil eder. Ecevit’le Yaser Arafat’tan beri CHP’nin sahip çıktığı Filistin davasına, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının gidip omuz verdiği Filistin’in haklı kurtuluş mücadelesine, sahip çıkmayan, Trump’ın sözüyle Gazze’yi sahil kasabası yapmaya çalışan, Filistinlilerin Gazze’den uzaklaştırılmasına susandan, Kuzey Kıbrıs’ı Türki Cumhuriyetler tanıyacak diye beklerken, Türki Cumhuriyetlerin Güney Kıbrıs’ı tanımasına susandan, Ege’deki Adalar’daki işgallere susandan, Türkiye’nin hakkını, menfaatini Trump’ın iki dudağının arasına bırakandan küresel lider olmaz. Böylesine birisinin kendi hesapları için memleketin çıkarlarını feda etmesine, AK Partililer susuyor mu bilmem. Ama bu meydan susmaz, susmadı, susmayacak. ‘İlk hedef 20 milyon imzayı tutturmak’ Bu meydan, bu enerjisini 15 milyonu geçen, 20 milyona doğru yürüyen imzalarda, ilk hedef 20 milyonu tutturup, 28 milyona doğru yürümek için bu meydan görev almaya hazır mı? İlçeden stantlardan boş imza föylerini alıp kapı kapı gezmeye, imza vermeyenleri ikna etmeye, gidilemeyen yerlere gitmeye, imzaları tamamlamaya hazır mıyız? 20 milyonuncu imzayı notere tespit ettirdikten sonra, 8 milyon kalan imzayı teker teker geriye sayacağız. İmzalar bize emanet, Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine emanet. Onu kimseye vermeyiz. Sadece notere tespit için göstereceğiz. O imzalar herkesin onuru olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nde saklanacak. Şimdi buradan hep birlikte Silivri’ye doğru sesimizi duyuracak kadar gür bir sesle seslenelim. Ey Erdoğan, ben milletim, ben milli iradeyim. Ben ne dersem o olur. Adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Bu sandık sizin inancınızla, kararlılığınızla, coşkunuzla, cesaretinizle ya gelecek ya gelecek.

CHP’DEN AYM’YE, HSK BAŞVURUSU Haber

CHP’DEN AYM’YE, HSK BAŞVURUSU

Dün TBMM Genel Kurulu’nda HSK'de boş olan 5 üyelik için seçim yapıldı. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ve beraberindeki milletvekilleri, üye seçimlerinin durdurulması ve iptal edilmesi istemiyle AYM’ye başvuruda bulundu. Başvurunun ardından açıklama yapan Günaydın, TBMM’nin dün karanlık gecelerinden birini yaşadığını söyleyerek, "Genel Kurul'dan tam 10 saat sonra Anayasa Mahkemesi'ne hem usul hem esas yönünden eylemli iç tüzük ihlali gerekçesiyle bu seçimlerin öncelikle yürürlüğünün durdurulması ve her halükarda iptali amacıyla dilekçemizi hazırladık. Zaten HSK’nın 13 kişilik teşkil edilen üyelerinin 4’ünü doğrudan partili cumhurbaşkanı atamaktadır. Birisi Adalet Bakanı, bir diğeri de müsteşar olmak üzere 2 kişi de yine parti üzerinden gelmektedir. Böylece 6 kişi oluştuktan sonra geriye kalan 7 kişinin nasıl seçileceği hem anayasada ve iç tüzükte gösterilmiştir. Anayasa ve Adalet Komisyonu'nun birleşiminden oluşan karma komisyonda icat ettikleri yeni oylama yöntemleriyle zaten 15 kişiyi belirlediler. Oysa kanun koyucu, anayasa yapıcı diyor ki ilk oylamada 3’te 2, ikinci oylamada 5’te 3 çoğunluğu ara, eğer bunu bulamıyorsan ad çekme yöntemine başvur. Biz Anayasa ve Adalet Komisyonu'nun karma komisyondan çekildiğimiz gibi dün de yaşanan hukuksuzluklara tanık olmamak, bir şekilde iş birliği içerisinde olmamak ve ertesi sabah dilekçemizi Anayasa Mahkemesine teslim edeceğimizi beyan ederek genel kurulu terk ettik" dedi.

Demokratik adımlar atarsanız, buradayız Haber

Demokratik adımlar atarsanız, buradayız

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ataşehir Esatpaşa Mahallesi Emine Saadet Çarmıklı Çocuk Etkinlik Merkezi'nde gerçekleştirilen 'Kırmızı Bayrak Projesi Tanıtım Etkinliği'ne katıldı. Engelli bireylerin kamusal alanlara erişimini kolaylaştırmak ve bu alanda farkındalık yaratmak amacıyla geliştirilen etkinliğe Özgür Özel'in yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Nuri Aslan, çok sayıda partili ve vatandaş katıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel burada bir konuşma yaptı. Özgür Özel, "Bugün burada sadece bir farkındalık kampanyası tanıtmıyoruz. Bugün, sosyal adalet için önemli bir adım atıyoruz. Engelli yurttaşlarımızın ihtiyaçlarına uygun hale getirilen hizmet mekanlarına 'Kırmızı Bayrak' verme, göndere kırmızı bayrak çekme projesini buradan başlatıyoruz. Hakkını teslim etmek gerekir ki bu proje, bundan 10 yıl önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu tarafından hayata geçirilmiş, projelendirilmiş bir iş. İzmir'den bu iyi örnek alındı, standardize edildi, logo tasarımları yapıldı. Ve İstanbul Büyükşehir ile Ataşehir Belediyemizle birlikte bu mekanda artık ilk bayrağı çekme ve start verme zamanı geldi" diye konuştu. Özel, "Bu bayrağı gördüğünüzde ne görüyorsunuz. Esatpaşa Mahallesi Emine Saadet Çarmıklı Çocuk Etkinlik Merkezi'nde hayat, engellilerin önüne mekansal bir engel çıkaramayacak artık. Ne olması gerekiyorsa, engelli dostu bir binada, o bu binada var. Ve biz, arkamda gördüğünüz bayrağı bu binaya çekerek engellilere, yakınlarına, vatandaşlarımıza diyoruz ki; bu bina, engelli dostu bir binadır. Mekansal engeller, düşünsel engeller, yönetimsel engeller bu binadan kaldırılmıştır. Bunun için tabii ilk akla gelen soru, 'Görme engelli bir vatandaşımız bu binaya yaklaştığında bu bayrağı nasıl görecek'. Onunla ilgili de gerekli çalışmaları başlattılar. En kısa zamanda, bu bayrağın bulunduğu yerde, bu bayrağı sembolize eden işitsel bir uyarı duyulacak. Hatta ben, görme engellilerimizin kullandığı cep telefonu programlarıyla uyumlu hale gelmesini, binaya yaklaşan görme engellinin cep telefonuna bir bildirim gitmesini, bir müziğin çalmasını, yakında böyle bir bina olduğunu ve o binanın kırmızı bayrak taşıdığını anlatan sistemin projelendirilmesi gerektiğini konuştuk. Bunu da en kısa zamanda takip edeceğiz ve hayata geçirilmesini sağlayacağız" ifadelerini kullandı. Türkiye'de yaşanan son gelişmeleri değerlendiren Özel, "Biz tarihsel bir tutarlılık içinde Kürt meselesinin demokratik yollardan halledilmesini savunuruz. Kimseye haksızlık yapılmasın, eşitsizlik yapılmasın. Türk'ü de, Kürt'ü de, Alevi'si de, Sünni'si de tam olarak eşit olsun. Bir ayağı dışarıda, bir ayağı içeride, Suriye'yi ayrı planlayan, İsrail'le pazarlık yapıp Filistin'i yalnız bırakan; Türki Cumhuriyetleri'nin Güney Kıbrıs'ı tanımasına dair ses çıkaramayan uluslararası ölçekteki çirkin pazarlıkların buradaki temsilcilerine diyoruz ki; millet bizi biliyor, bize güveniyor. Demokratik adımlar atarsanız, sorunları çözerseniz buradayız. Ama kirli ve gizli pazarlıklarla Kıbrıs'ı, Filistin'i, vatanı satarsanız, tam karşınızdayız kardeşim" ifadelerini kullandı. Özel son olarak bu akşam Silivri'de gerçekleştirilecek olan miting için tüm partililere çağrıda bulundu. Özel, "Bugün akşam ben Silivri'deyim. İstanbul'un bütün demokratlarını, Silivri'de bulunan Ümit Özdağ'a sahip çıkmak isteyen Zafer Partilileri de bu süreçte 'demokrasi olsun, bütün tutsaklar serbest kalsın' diyen DEM Partilileri de, Cumhuriyet Halk Partilileri de; hep birlikte demokrasiyi savunmak, Silivri zindanlarına sesimizi duyurmak, karşımızdaki otoriter rejime Demokrasi İttifakı olarak karşı çıkmak üzere saat 20.30'da Silivri'ye davet ediyorum" şeklinde konuştu.

Ak Parti iktidarı, büyük sınav verecek Haber

Ak Parti iktidarı, büyük sınav verecek

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, saldırıya uğramasına ilişkin, "O evlat katili, bizim canımızı yakamaz. Canımı yakan, o gün uzun uzun Sırrı Süreyya Önder'in yaptıkları konuşulacakken, hayatı konuşulacakken, barış, kardeşlik konuşulacakken, saldırı konuşuldu. O yüzden sadece bir üzüntü içindeyim. Saldırı bize, bana, size, hepimize yazılmış bir açık mektuptur. Bir ihtar çektiler. İlk gün dediğim yerdeyim. Hiçbir siyasi partiyi, oluşumu bu işten doğrudan sorumlu tutmuyorum. 'Şu yapmıştır, bu yaptırmıştır' asla demem. Kimin yaptığını araştırmak savcının, polisin, devletin görevidir. Bütün bağlantılarına ulaşmak görevleridir. Burada Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimi, iktidarının 23'üncü yılında bir büyük sınav verecek. Eğer bu işin uzandığı her yere kadar dosdoğru bir soruşturma ve kovuşturma yapılırsa ne ala, hiçbir problem yok. O güne kadar ben bu yükü kimsenin sırtına vuramam. Ama işin ucu bir yerlere gittiğinde tıkanırsa, o zaman o bir yeri de bunun üstüne gitmeyeni de konuşmak benim hakkım olur" dedi. Siyasette milletin yanında duranın kazanacağını ifade eden Özel, "AK Parti milletin yanından ayrıldığı için, devletin yerine geçtiği için, partiyi devlet, devleti parti bildiği için, katılması gereken toplantılara katılması gerekenleri 'CHP'li' diye dışlayıp, olmaması gereken parti sözcülerini, il başkanlarını resmi toplantılara dahil ettiği için ve Türkiye'de devletle partiyi birbirine karıştırdığı için bu milletin gözünden de düşmüştür, gönlünden de düşmüştür. Bu krizi Sayın Erdoğan yaşamaktadır, yaşatmaktadır. Erdoğan, 'Çoklu makam bozukluğu' hastalığının pençesindedir, o hastalığın bütün yükü millete çektirilmektedir. Millet kendisini seçti, Cumhurbaşkanlığı makamına oturttu. Ama kendisi AK Parti Genel Başkanlığı'na geri döndü. Sayın Bahçeli'nin deyimiyle; 'O Anayasa'ya uymuyor, Anayasa'yı ona uyduralım' dediler. Bir partinin genel başkanlığıyla, Cumhurbaşkanlığını aynı koltuğa, iki karpuzu aynı kolun altına verdiler. Hem 'Başkomutanım' diyor hem ilçe başkanı atıyor. Başkomutanın ilçe başkanı atamakla ne işi olur. Başkomutan, başkomutanlığını bilecek ki herkesin başkomutanı olacak. Malatya'nın Mezirme'sine ilçe başkanı atamakla meşgul olan başkomutanı millet de takmaz, dünya da takmaz. Bu 19 Mart meselesine biz 'darbe' diyoruz. Biz 19 Mart'ın 23 Mart'ta millet tarafından geri teptirildiğini, püskürtüldüğünü söylüyoruz. 4 kişiden 1'i Erdoğan'a inanıyor, gerisi inanmıyor. Ama burada Erdoğan'a inananlar da bir şeyin maalesef farkına varmıyorlar. Bu darbenin bedelini Ekrem Başkan, belediye başkanları, arkadaşlarımız hapiste yatarak ödüyor, partimiz birçok zorlukla mücadele ederek ödüyor. Peki, sen ödemiyor musun? Sen de ödüyorsun. Herkes birlikte ödüyor" ifadelerini kullandı. Yaşanan gelişmelerin ardından meydanları doldurduklarını ifade eden Özel, "Anadolu'ya gidiyoruz her çarşamba, geri geliyoruz. Bir elimiz, bir ayağımız Anadolu'da hep beraber. Bazen CHP'nin güçlü olduğu yerlerde, bazen oyumuzun yüzde 2 olduğu yerlerde, şehre saygılı, vatandaşla kucaklaşan, derdimizi anlatan işler yapıyoruz. Şimdi yarın Beyazıt'ta toplanıp gelenlere iadeyi ziyarete gidiyoruz. Diplomanın iptaline karşı davayı açtığımız gün, Ekrem Başkan'ın mazbatasını iptal ettiklerinde, ceketi çıkarıp, kolları sıvayıp, 'Gençliğimiz var' dediği günün yıldönümünde, o gün yola çıktığı yolculuğun yıl dönümünde bu sefer Saraçhane'de toplanıyoruz. Beyazıt'a, İstanbul Üniversitesi'ne, o diplomayı iptal eden hadsizlere haddini bildiren İstanbul'un gençleriyle kucaklaşmaya gidiyoruz. Yarın Beyazıt'tayız, cumartesi Van'dayız, yan yanayız, omuz omuzayız, teslim olmuyoruz. Darbeye direniyor, iktidara yürüyoruz. Yolumuz açık olsun" ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.