Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Cumhurbaşkanı

haberingundemi.com.tr - Cumhurbaşkanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kızılay, Gazzeli kardeşlerimizi asla yalnız bırakmadı Haber

Kızılay, Gazzeli kardeşlerimizi asla yalnız bırakmadı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen Türk Kızılay Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, 157 yıllık merhamet çınarı Kızılay'ın dallarını dört bir yana uzatan, iyilik ve hayırda yarışan, bir yarayı daha sarmak için koşanlara teşekkür etti. Örgütlü iyilik ordusu 105. Genel Kurul'un Türk Kızılay başta olmak üzere sivil toplum camiası ve ülke için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, Genel Kurul'da alınacak kararların, yapılacak istişarelerin birlik ve beraberliği, dayanışma ve kardeşlik şuurunu güçlendirmesini temenni etti. Görevlerini devredeceklere bugüne kadar ki gayretleri için teşekkürlerini ileten, vazifeyi devralacaklara muvaffakiyetler dileyen Erdoğan, çalışanından gönüllüsüne, bağışçısından hayırseverine, bu hilali ülkenin ve dünyanın dört bir tarafında gururla dalgalandıranlara şükranlarını sundu. Kızılay'ın bundan 157 sene önce 1868'de Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti adıyla kurulduğunu, kuruluş gayesinin cephede yaralanan askerlere yardım etmek, hasta düşen Mehmetçiğin imdadına yetişmek olduğunu anımsatan Erdoğan, varlık yokluk mücadelesi verilen, ateşten gömlek giyilen bir dönemde Kızılay'ın milletin canıyla, kanıyla, dişi ve tırnağıyla inşa ettiği, istiklal ve istikbal yolunun kilit taşlarından biri olduğunu kaydetti. Türk Kızılay'ın 93 Harbi'nden Trablusgarp Savaşı'na, Birinci Cihan Harbi'nden Milli Mücadele ve Kıbrıs Barış Harekatı'na tarihin en kritik dönemeçlerinde on binlerce Mehmetçiğin yaralarını sardığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti: Kızılay'ımız cephe gerisinde kurduğu hastanelerle, onca yıllık yokluk arasında yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hasta bakıcılarla, donattığı hastane gemileri ve hasta taşıma servisleriyle peygamber ocağımızda tüten ateşin işgal kuvvetleri tarafından söndürülmemesi için göğsünü adeta siper etti. Erzincan depreminden asrın felaketine yaşadığımız her zorlukta tüm kapasitesiyle daima milletimizin yanında oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kızılay'ı sadece sınırlar içinde değil tüm kriz bölgelerinde de ön safta gördüklerini vurgulayarak, Kızılay'ın, Filistin'de, Suriye'de, Somali'de, Afganistan'da, Bosna Hersek'te, Irak'ta ve daha pek çok yerde savaştan etkilenen insanlara Türkiye'nin yardım elini uzattığını belirtti. Kızılay'ın salgınlarda, doğal afetlerde, mahrumiyet bölgelerinde Türkiye'nin desteğine ihtiyaç duyulan her yerde imdada koştuğunu, mültecilerin, yoksulların, gariplerin, mağdurların hayatlarına dokunduğunu ifade eden Erdoğan, "Yani ne zaman gözler Hilal-i Ahmer'i arasa Türk Kızılay tüm imkanlarıyla orada oldu. Milletimizin yardım ve dayanışma elini dünyanın dört bir yanına uzatan Kızılay camiamızdan Allah razı olsun. Ülkemizin en köklü sivil toplum kuruluşu olan Kızılay, bugün de kendisine ihtiyaç duyulan her yerde varlık göstermeye devam ediyor" diye konuştu. "Gerek tarihi gerekse hizmetleriyle gerçekten kıvanç kaynağımız olan köklü bir iyilik ordusuyla karşı karşıyayız" diyen Erdoğan, bundan 157 yıl önce halis niyetlerle başlanan yolculukta bugün Kızılay'ın 513 şube ve temsilciliği, 400 bine yakın gönüllüsü, 18 bölge kan merkezi ve 69 kan bağış merkezi, 4 hastanesi, 2 tıp merkezi, 5 bölge afet yönetim, 13 afet müdahale merkezi, 13 delegasyonu, 94 göçmen faaliyet alanı, aşevleri, huzurevleri, gönüllü merkezleri, sevgi mağazalarıyla geniş bir yelpazede çok kıymetli çalışmalar yürüten bir müessese haline geldiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 2024 yılında yurt içinde 33 milyon kişiye, yurt dışında ise 14 milyondan fazla insana ulaşan Kızılay'ımız maşallah vazifesini layıkıyla ifa ediyor. 2005'te ülkemizin kan ihtiyacının sadece yüzde 19'unu karşılayabilen Kızılay'ın bugün toplam talebin yüzde 97'sini temin etmesi de önemlidir. Aktif kök hücre bağışçılarının sayısında da artış söz konusu. Nisan ayı itibarıyla bağışçılarının sayısı 1 milyon 179 bine ulaştı. Bu sayıların artarak devam edeceğine inanıyorum. Kızılay'ın ilaç ve tıbbi ekipmanda dışa bağımlılığı azaltacak hamlelerini de takdirle takip ediyorum. Yakın zamanda tamamlanıp hizmete alınacak kan torbası fabrikamız şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum. İnsan plazmasının ham madde olarak kullanılması suretiyle kritik ilaçların üretileceği yerli plazmadan ilaç üretimi projesi, Kızılay'ın biyoteknoloji alanında eriştiği seviyeyi net bir şekilde ortaya koyuyor. Çalışmaların devam ettiği bu kıymetli projeden ötürü Kızılay'ımızı tebrik ediyor, projeye emek veren her bir kardeşime teşekkürlerimi iletiyorum.

ERDOĞAN’DAN GENÇLERE İSTİHDAM MÜJDESİ Haber

ERDOĞAN’DAN GENÇLERE İSTİHDAM MÜJDESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Ulusal İstihdam Stratejisi Tanıtım ve İŞKUR Gençlik Programının Başlatılması Toplantısı'na katıldı. Konuşmasına, programın ve stratejinin hazırlanmasında emeği geçen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile ekibini tebrik ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güçlü devletler güçlü milletlerle, güçlü milletler de bilgi, emek ve hikmet sahibi kişilerle var olur. Şurası bir hakikat ki; emek vermeden, cehdetmeden, mücadele etmeden, ter dökmeden istiklal ve istikbalin hayalini dahi kuramayız. Ataların dediği gibi, emek olmadan yemek olmaz.” ifadelerini kullandı. Mehmet Akif Ersoy'un şiirinden bir bölümünü okuyan Erdoğan, “Beka-yı hak tanıyan, sa’yi bir vazife bilir. Çalış, çalış ki, beka sa’y olursa hak edilir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: Evet, geleceği hak etmek istiyorsak evvela bugünün hakkını vermek, bunun için de sa’yi bir vazife bilmek mecburiyetindeyiz. Eğer büyük ve güçlü Türkiye tasavvurumuzu kuvveden fiile çıkarmak, Türkiye yüzyılı hedeflerimize en kısa sürede ulaşmak istiyorsak, millet olarak çalışmak, hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Hiç şüphe yok ki bilgi ve tecrübenin yanında iş ahlakı da bu süreçte esaslı bir yer teşkil ediyor. İnanç ve medeniyet değerlerimiz itibariyle biz, hamdolsun bu konuda çok hassas, çok titiz bir milletiz. “Çalışana ücretini teri kurumadan verin” emri bu konudaki en önemli rehberimiz ve referans kaynağımızdır. Ahi ocaklarından lonca teşkilatlarına, vakıf kültüründen orta sandıklarına, bin yıldır alın terini, el emeğine, millete hizmet sevdasını, imar ve ihya faaliyetlerine derç etmiş köklü bir geleneğin sahipleriyiz. Bu geleneği geleceğe taşımak, yarınlara çok daha güçlü bir Türkiye mirası bırakmak hem devletimizin hem de milletimizin en hayati sorumluluğudur. Milletimizin oyu ve güveniyle göreve geldiğimiz ilk günden bu yana Türkiye’nin ekonomisini, üretim, yatırım, istihdam ve ihracatta yükseltmeye gayret ettik. İşçisinden memuruna, çiftçisinden esnafına, mühendisinden özel sektör çalışanına kadar herkesin kendisini güvende ve emniyette hissettiği, müreffeh bir Türkiye bizim öncelikli gündemimiz oldu. Sağlık, tarım, ticaret, ulaşım, sanayi, adalet, sosyal güvenlik, teknoloji gibi milletimizi doğrudan ilgilendiren alanlarda Türkiye’nin önündeki engelleri tek tek ortadan kaldırdık. Bir yandan ülkemizin büyüme ve kalkınma sürecine hız verirken diğer yandan adil ve rekabetçi bir düzenin oluşmasını sağladık. Bölgesinde ve dünyada sözü geçen, demokrasi ve kalkınma hamleleriyle küresel ölçekte temaşa eden bir ülkeyi milletimizle sırt sırta vererek adeta yeniden inşa ettik. Üretim ve istihdamı, ekonomi ve maliye politikamızın merkezine yerleştirmek bu suretle büyüme ve kalkınma atılımlarımızı sürdürülebilir hale getirdik. Son dönemde bilhassa istihdam ve nitelikli iş gücü alanında devreye aldığımız programlarla başarı hanemize yepyeni kazanımlar ekledik. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İstatistik Kurumu verilerinin programın başarısını net bir şekilde ortaya koyduğunu vurguladı. Son bir yıllık veriler incelendiğinde 2023 Kasım’ına göre iş gücünün 925 bin artışla 35 milyon 820 bin kişiye ulaştığını belirten Erdoğan, yine aynı dönemde istihdam sayısının 986 bin kişi artarak 32 milyon 748 bine ulaştığı bilgisini paylaştı.  İşsizlik oranının 0.4’lük bir düşüşle yüzde 8.6 seviyesine gerilediğini, son bir yılda kadın iş gücünün 429 bin, kadın istihdamının da 397 bin arttığını dile getiren Erdoğan, "Bu noktada kadın iş gücüne katılma oranımızı 1,1 puan, kadın istihdam oranımızı ise 1 puan yükselttiğimizin altını özellikle çizmek isterim." dedi. Gençlerle ilgili oranlara bakıldığında benzer iyileşmelerin, artışların ve gerilemelerin olduğunu memnuniyetle müşahade ettiklerini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti; Gençlerimize yönelik bir müjdeyi de bugün burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Üniversite öğrencilerimiz için hazırladığımız İŞKUR Gençlik Programımızı bugün itibarıyla devreye alıyoruz. İŞKUR Gençlik Programıyla gençlerimiz bir yandan üniversitedeki eğitimlerini sürdürürken diğer yandan kendilerini geliştirebilecekleri pek çok alanda bu programa dahil olabilecektir. Program kapsamında katılacakları Ar-Ge faaliyetleri, laboratuvar çalışmaları, akademik ve bilimsel projeler, bilgi ve teknoloji sistemleri gibi birbirinden farklı alanlarda bilgi ve deneyim kazanacaklar. İŞKUR gençlik programı, her üniversitenin kendi öğrencilerine özel olarak haftalık azami 3 güne kadar kısmi süreli katılım modeliyle uygulanacak. Programdan hane gelirleri asgari ücretin 3 katının altında kalan öğrencilerimiz faydalanacak. Günlük 1083 lira ödemeyle programa ayda 5 gün katılacak öğrencilerimize 5 bin 415 lira, 14 gün katılacak öğrencilerimize ise yaklaşık 15 bin 162 lira tutarında destek vereceğiz. Ayrıca katılımcıların kısa vadeli sigorta primlerini de biz karşılayacağız. Programdan bu yıl 200 bin, önümüzdeki 4 yıl boyunca toplam 1 milyon üniversiteli gencimizin istifade etmesini planlıyoruz. Kampüslerde ve üniversitelerimizin çalışma yaptıkları alanlarda düzenlenecek programlarla öğrencilerimiz iş arama, finansal, okur yazarlık, özgeçmiş hazırlama ve mülakat teknikleri gibi eğitimler de alacaklar. Öğrencilerimiz ve üniversitelerimiz için hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan uluslararası sistem bugün iktisadi, siyasi ve ticari ilişkiler bağlamında sancılı bir dönüşüm geçiriyor. Küresel ekonominin dinamikleri değişirken ticari rekabet aynı nispette sertleşiyor. Jeopolitik mücadele ise çok farklı bölgelerde eskisinden oldukça farklı şekillerde tebarüz ediyor. Amerika ve Avrupa kıtasında son haftalarda yaşanan tartışmaları hep beraber takip ediyoruz. Ticaret savaşlarının ve küresel sistemi domine etmeye yönelik aktörler arasındaki bilek güreşinin giderek kızışacağı anlaşılıyor. Türkiye olarak böylesine sarsıntılı ve yeni sınamalara açık bir konjonktürde hem riskleri hem fırsatları titiz bir şekilde hesaplıyor, adımlarımızı buna göre atıyoruz. İş gücü piyasalarımız başta olmak üzere, ekonomi ve ticaretteki yol haritamızı gözden geçiriyor, bölgesel ve küresel gelişmeler doğrultusunda orta ve uzun vadeli hedeflerimizi bu gelişmelerle uyumlu hale getiriyoruz. Ekonomik kalkınmayla birlikte toplumsal refahın güçlendirilmesi, iş gücü piyasalarındaki durumun analiz edilmesi, sorunların giderilmesi ve uzun soluklu stratejilerin belirlenmesi zorunlu kılmaktadır. Detaylarını birazdan paylaşacağımız ulusal istihdam stratejisi ve eylem planları tüm bu çabalarımızın en somut neticelerinden biridir. 2025-2028 dönemini kapsayan strateji ve eylem planı, iş gücü piyasalarının ihtiyaçları dikkate alınarak oluşturuldu. Bakanlığımızın koordinasyonunda ilgili kurumlarımız, sosyal taraflar, meslek kuruluşları, akademisyenler ve çalışma hayatının tüm paydaşları strateji belgesine önemli katkılar yaptı. 2025-2028 ulusal istihdam stratejisi ve eylem planlarımız ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Ulusal İstihdam Stratejisi Ulusal İstihdam Stratejisinde dört temel politika alanı çerçevesinde belirlenen yeni hedefler ve 90 eylem maddesi bulunduğunu açıklayan Erdoğan, strateji belgesinin ilk polita alanının iş gücü piyasalarında yeşil ve dijital dönüşüm ile beceri uyumunun geliştirilmesi olduğunu söyledi. Strateji belgesine dair ana hatları paylaşan Erdoğan, şunları kaydetti; Strateji belgemizin ilk politika alanı, iş gücü piyasalarında yeşil ve dijital dönüşüm ile beceri uyumunun geliştirilmesidir. Eğitim, istihdam ilişkisinin güçlendirilmesini amaçlandığı bu politika alanı kapsamında eylem planındaki 33 eylem maddesiyle Türkiye beceri ekosistemi güçlendirilecek. Yeşil ve dijital dönüşüm sürecinin çalışma hayatına etkileri, fırsat ve risklerin tamamı göze önüne alınarak belirlenecek. Adil geçiş politikaları oluşturulacak. Sektörel ve bölgesel düzeyde, beceri uyumunun sağlanmasına yönelik istihdam politikalarının etkinliği artırılacaktır. İş gücümüzün dijital ve yeşil dönüşüm süreçlerine intibak etmesi amacıyla eğitim programları geliştirilecek, mesleki yeterliliklerin artırılmasına dönük yeni modeller uygulanacaktır. Sektörel beceri, ihtiyaç analizleriyle iş gücü piyasalarında ortaya çıkan yeni fırsatların değerlendirilmesine imkan tanınacaktır. "Kapsayıcı istihdam geliştirilecek" Ulusal istihdam strateji belgemizin ikinci politika alanı, kapsayıcı istihdamın geliştirilmesidir. Eylem planındaki 24 eylem maddesiyle kadınların, engellilerin ve yaşlıların iş gücü piyasasına katılımı ve istihdam oranları artırılacaktır. Çalışma hayatında kadın, erkek fırsat eşitliği güçlendirilecek, iş gücü piyasası dinamikleri dikkate alınarak uluslararası iş gücü göçü kapsamında yer alan kişilerin çalışma hayatı ile bağları sıkılaştırılacak ve yabancı iş gücünün kayıtlı istihdamı desteklenecektir. Bu doğrultuda kadınların iş gücüne dahil edilmesini desteklemek amacıyla iş, yaşam dengesi politikaları yeniden belirlenecek ve bakım hizmetlerine erişim konusundaki sıkıntılar giderilecektir. Gençlerimizin iş gücü piyasasında daha etkin bir şekilde yer alabilmesi için eğitim ve istihdam süreçleri arasındaki irtibat iyileştirilecektir. Engelli vatandaşlarımızın iş gücüne katılımını teşvik etmek amacıyla iş yerlerindeki fiziksel ve sosyal erişilebilirlik konularındaki farkındalığın artırılmasına yönelik çalışmalar desteklenecektir. Benzer şekilde yaşlılarımızın bilgi ve tecrübelerinden azami ölçüde istifade edilebilmesi için birçok yeni uygulama hayata geçirilecektir. "Sosyal koruma ve istihdam ilişkisi güçlendirilecek" Strateji belgemizin üçüncü politika alanı, sosyal koruma ve istihdam ilişkisinin güçlendirilmesidir. Eylem planımızdaki 18 eylem maddesiyle çalışma hayatında temel hakların korunması sağlanacak, ayrımcılıkla mücadele edilecek ve insan onuruna yakışır şekilde işler hale getirilecektir. Kayıt dışı istihdamın önüne geçilecek, sosyal güvenlik sistemi daha kapsayıcı hale getirilecektir. Kayıtlı istihdamı teşvik eden, çalışanlarımızın sosyal güvenlik haklarını koruyan, iş gücü verimliliğini yükselten birçok faaliyet gerçekleştirilecektir. Sosyal koruma sistemleriyle iş gücü piyasası daha uyumlu hale getirilerek vatandaşlarımızın ekonomik ve sosyal hayata daha aktif katılmaları sağlanacaktır. "Kırsal bölgelerde sürdürülebilir istihdam geliştirilecek" Ulusal istihdam strateji belgemizin dördüncü ve son temel politika alanı, kırsal bölgelerde sürdürülebilir istihdamın geliştirilmesidir. Bununla kırsal bölgelerde ekonomik çeşitliliğin ve istihdamın artırılması suretiyle kırdan kente göçün kontrol altına alınmasını hedefliyoruz. Aynı şekilde bu bölgelerdeki kamu hizmetlerinin geliştirilmesi, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma ve hayat şartlarının iyileştirilmesi amaçlanıyor. Bu istikamette eylem planındaki 15 adet eylem maddesiyle tarım sektöründe eğitim ve yayın hizmetleri etkinleştirilecek. Kırsal bölgelerde özel politika gerektiren grupların çalışma ve yaşam şartları iyileştirilecek. Kırsal kalkınma için bölgesel analiz çalışmaları yapılacak ve alternatif gelir kaynakları oluşturulacaktır. Planla mevsimlik tarım işçilerimizin çalışma ve hayat standartlarının yükseltilmesi, sosyal güvenceye erişimcilerinin ve erişimlerinin kolaylaştırılması ve iş gücünün desteklenmesi adına çok sayıda faaliyet gerçekleştirilecektir. Tarımda modern tekniklerin benimsenmesi, çevre ve iklim dostu uygulamaların yaygınlaştırılması ve yerel şartlara uygun yenilikçi istihdam tekniklerinin geliştirilmesi sağlanacaktır. 2025-2028 Ulusal İstihdam Strateji Belgesi ve eylem planlarının bir kez daha hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Strateji belgesinin hazırlanmasında emeği geçen Çalışma Bakanlığımızı, kurumlarımızı, meslek kuruluşlarımızı, sivil toplum örgütlerimizi ve akademisyenlerimizi tekrar tebrik ediyorum.

TERÖR DESTEKLİ SİYASETE YER YOK Haber

TERÖR DESTEKLİ SİYASETE YER YOK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına 86. vefat yılında Milli Mücadele'nin Başkomutanı, Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bir kez daha rahmetle yad ederek başladı.  ‘Hizmete devam edeceğiz’  Erdoğan, Türkiye'nin, gelişen ekonomisi, artan itibarı, güçlenen askeri ve savunma yetenekleri, tarihinin ve kadim değerlerinin rehberliğinde takip ettiği ilkeli dış politikasıyla bölgesinin güven kaynağı olarak bir yıldız gibi parladığını dile getirerek, "Türkiye Yüzyılı ülkümüzün sadece milletimizin fertleri arasında değil gönül coğrafyamızda da beklentilerin çıtasını yükselttiğini görüyoruz. Ülkemize ve milletimize yönelik umutları Allah'ın izni ve yardımıyla boşa çıkarmayacağız" değerlendirmesinde bulundu.  Erdoğan, milletin takdiriyle 3 Kasım 2002'de başladıkları Türkiye'ye hizmet yolculuğunda 3 Kasım 2024 itibarıyla 22 seneyi geride bıraktıklarını anımsatarak, hükümeti devraldıkları günden bu yana her seneyi bir önceki yıldan daha ileri bir seviyede tamamladıklarını söyledi. Erdoğan, iktidardaki her yeni yaşa daha büyük umutlarla, daha büyük hedeflerle girdiklerini belirterek, şöyle devam etti: Son 22 yılda saymakla bitiremeyeceğimiz sayısız projeyi, tesisi, hizmeti, yatırımı ve icraatı Türkiye'ye kazandırmanın bahtiyarlığını yaşadık. Vesayetle malul bir demokrasi yerine milli iradenin üstünde hiçbir gücün, hiçbir odağın olmadığı gerçek demokrasiyi ülkemizde egemen kıldık. Yönetime istikrar getirmek suretiyle Türkiye'ye güç ve enerji kaybettiren, oligarşik yapıların vesayet heveslerini kamçılayan, özellikle ömrü 1-2 seneyi bulmayan yamalı koalisyonlar dönemine biz son verdik.  Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçerek yönetimde istikrarın kurumsallaşmasını, kalıcı ve sürekli hale gelmesini sağladıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: Şunu bugün bir kez daha büyük bir gururla söylemek istiyorum. Türkiye, hükümetlerimiz döneminde tartışmasız bütün alanlarda rekordan rekora koşmuş, tarihe altın harflerle yazılacak başarılara imza atmıştır. 2002-2024 arasındaki 22 yıl, Cumhuriyet tarihimizin en parlak, en görkemli hizmet, eser, yatırım ve refah noktasında en velut yılları olarak hafızalara kazınmıştır.  Siz bakmayın birilerinin eski Türkiye güzellemesi yaptığına, onların derdi milletin eski Türkiye'de yaşadığı mahrumiyetler ve zulümler değil kendi şahsi ve zümrevi çıkarlarıdır. Ülkemizin son 22 yılının önemli bir kazanımı da milletin ortak değerlerini bu süfli gayeleri için kullananların yüzlerindeki maskeleri indirmemizdir. Tam 22 yıldır milletin emanetine layıkıyla sahip çıkmanın, milletin teveccühüne ve güvenine mazhar olmanın, Türkiye'ye hizmet sancağını şanla şerefle iftiharla taşımanın yani insanımıza olan şükran borcumuzu en güzel şekilde ödemenin derdindeyiz. Bunun hasbi mücadelesini veriyoruz.  Erdoğan, bugünlere kolay gelinmediğini vurgulayarak, "Vesayetin tuzaklarından darbe girişimlerine, teröre kadar nice ihanetlere maruz kaldık. Nice sinsi saldırıyı püskürttük. Tek başına 15 Temmuz gecesinde istiklalimize ve istikbalimize kasteden bir alçak saldırıyı, bir alçak planı, içerideki ve dışarıdaki planlayıcıların başlarına geçirmiş olmamız bile tarihi bir başarıdır. İktidar ve ittifak olarak milletin emanetine sıkı sıkıya sahip çıkmaya devam edeceğiz. Rabb'im ömür, milletimiz de onay verdikçe Türkiye'ye ve Türk milletine hizmete devam edeceğiz" diye konuştu.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım 2002'den bugüne kadar AK Parti hükümetlerinde görev almış, büyük ve güçlü Türkiye davasına omuz vermiş, ülkenin kalkınması için "taş üstüne taş koymuş" her bir isme de teşekkür etti.  Beraber mücadele ettikleri isimlerden vefat edenler için rahmet dileyen Erdoğan, "Aynı şekilde 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurduğumuz ittifakımızdaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı'na ve mensuplarına da teşekkürlerimi iletiyorum. Şüphesiz en büyük şükranımız aziz milletimizedir. Hizmetkarı olmaktan daima şeref duyduğumuz necip milletimize bize olan güvenlerinden, bize olan teveccühlerinden dolayı özellikle şükranlarımı sunuyor, Allah razı olsun, Mevla dayanışmamızı ve muhabbetimizi daim eylesin diyorum." ifadelerini kullandı.  Erdoğan, son kabine toplantısından bugüne dek yurt içinde ve yurt dışında katıldığı programlara değindi.  Cumhuriyet'in ilanının 101. yıl dönümünün 81 ilde, KKTC'de ve yurt dışı temsilciliklerde coşkuyla kutlandığını belirten Erdoğan, TUSAŞ'ın Kahramankazan'daki tesislerini ziyaret ederek TUSAŞ çalışanlarına terör saldırısından dolayı geçmiş olsun dileklerini ilettiklerini ifade etti.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasi ile şiddetin, sivil siyaset ile terörün aynı kapta bir arada bulunamayacağının altını çizerek, şöyle devam etti: Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde, sırtını terör örgütüne dayayarak siyaset yapılmasına müsaade edilmez. Avrupa dahil, dünyanın her yerinde böyle bir tavır; siyasi partiler için kapatma, bu siyaseti yapanlar için cezai takip sebebidir. Çünkü demokrasinin ilk ve öncelikli şartı şiddeti reddetmek, terörle araya kalın duvarlar örmektir. Ülkemizde sivil siyasetin meşru kapıları ardına kadar açıkken hileli yöntemlerle bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsemma gösterilmesi asla beklenemez.  Şu tutarsızlık bizim gibi milletimizin de gözünden kaçmıyor, yargının ve idarenin bazı belediyelerle ilgili aldığı hukuki ve idari tedbirler konusunda iki haftadır ortalığı ayağa kaldıranlar, maalesef Kandil'den yerel yönetimlere uzanan kirli ve kanlı elleri ısrarla görmezden gelmektedir. Seçilmiş başkanlar değil, örgütün atadığı ne idiği belirsiz tipler tarafından yönetilen belediyelerin, şehirleri yerine terör örgütüne hizmet edeceği izahtan varestedir. Milletin boğazından kısarak ödediği vergilerden belediyelere tahsis edilen helal kaynağın bölücü haramzadelere aktarılmasına asla izin veremeyiz. Terör örgütünün belediye gücüyle haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız. Bölücü örgüt komiserlerinin belediye binalarının mahzenlerinde başkan tokatladığı, belediye araç gereçlerinin hizmet için değil çukur kazmak için kullanıldığı bir manzarayı bu ülkeye ve şehirlerimize kesinlikle yaşatmayacağız.  Erdoğan, böyle bir tabloya kendileri gibi akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin de rıza göstermeyeceğine, kayıtsız kalamayacağına ve bunu tasvip edemeyeceğine inandığını da belirtti.  Görevden alınan tüm belediyelerde olanın bu olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: Esenyurt Belediye Başkanı'nın kağıt üzerinde bir başka partinin mensubu gözükmesi bu hakikati değiştirmiyor. Asıl üzüntü verici olan ise devletin bu çerçevede hayata geçirdiği meşru tasarrufları karşısında, adeta aslan kesilenlerin polisimize, jandarmamıza atılan taşlar, bombalar karşısında süt dökmüş kediye dönmeleridir. Kürsüden savcıları, kaymakamları, valileri pervasızca tehdit edenlerin, bölücü örgütün şehirdeki uzantılarının estirdikleri terör karşısında tek bir cümle dahi kurmadıklarını, daha doğrusu kuramadıklarını ibretle takip ediyoruz. Bunu adı korkaklıktır, iki yüzlülüktür. Teröre teslim olmak, kendi çıkarları için koskoca bir milletin geleceğini tehlikeye atmaktır.  Erdoğan, meselenin daha vahim tarafının ise "ülkenin ikinci büyük partisinin dümeni kırılmış gemi misali sürekli sağa-sola savrulması" olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: Bakıyorsunuz, bir gün bu partinin Sayın Genel Başkanı Ankara'da vatan, millet, bayrak, Cumhuriyet edebiyatı yapıyor, aynı kişi ertesi gün bakıyorsunuz ülkenin bir başka köşesinde Türkiye'yi açıkça tehdit edenlerle, alçak terör eylemlerini övenlerle ve şehir eşkıyalarıyla aynı otobüsün üzerinde korsan miting düzenliyor. Esasında tüm bu yaşananlar bize şunu gösteriyor, ülkenin en eski partisinin, birilerinin kişisel kariyeri uğruna kurduğu ittifakın müttefiklerini özellikle Türkiyelileştirmek yerine, ana muhalefetin kendisini enfekte etmekte, zehirlemekte, kurucu değerlerinden saptırmaktadır.  Görüyoruz ki artık ana muhalefet yok tabii, muhalefet var, bu parti giderek ittifak ortaklarının rengini alıyor. Nitekim bu benzerlik siyaset diline ve üslubuna da yansımıştır. Yani ataların deyimiyle 'Üzüm üzüme bakarak kararıyor'. Bu dejenerasyona söz konusu partinin kendi bünyesinden de haklı itirazların yükseldiğini duyuyoruz, okuyoruz.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, hangi siyasi partiye mensup olursa olsun, milletten sandıkta aldığı yetkiyi millet için kullananlarla hiç kimsenin bir sorunu olamayacağını söyleyerek şöyle devam etti: Teröre, teröristlere ve Kandil'in komiserlerine iradesini teslim etmeyenlere devlet olarak gereken desteği sağlamaktan imtina etmeyiz. Nitekim bu doğrultuda irade gösteren belediye başkanlarına seçildiği yere bakmaksızın devletimiz, tüm imkanlarıyla sahip çıkmakta, destek vermektedir. Ama milletin emanetinin, ülkenin ve milletin imkanlarının terör baronlarına peşkeş çekilmesine de yine partisine bakmaksızın kusura bakmasınlar eyvallah edemeyiz.  Bugüne kadar tüm adımları hukuk, demokrasi, yargı ve mahkeme kararları çerçevesinde attıklarını ifade eden Erdoğan, bundan sonra da "hukukun üstünlüğü ve milli iradenin hakimiyeti" ilkesine göre hareket edeceklerini vurguladı.  Türk dünyasının birlik ve bütünlüğüne büyük önem verdiklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: Nitekim, Türk Devletleri Teşkilatının kurulmasıyla bu yönde tarihi bir adım attık. Teşkilat'ın, 11. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ni, Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te Sayın Caparov'un ev sahipliğinde başarıyla icra ettik. Zirve vesilesiyle 8 yeni anlaşma imzalandı. Kırgızistan'la, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 6. Toplantısı'nı da zirvenin bir gün öncesinde gerçekleştirdik. Bu toplantıda, Kırgızistan'la ilişkilerimizi kapsamlı stratejik ortaklık seviyesine yükselterek 19 belgeye imza attık. Manas Üniversitemizde tamamlanan projelerin toplu açılışıyla 150 yataklı Türk-Kırgız Dostluk Hastanesinin resmi açılışını da bu ziyaret vesilesiyle yaptık.  Erdoğan, Kırgızistan'dan sonra, Macaristan'ın başkenti Budapeşte'ye geçerek Avrupa Siyasi Topluluğunun 5. Zirvesi'ne katıldıklarını belirterek, şunları söyledi: Budapeşte'de aralarında Fransa, Hollanda, Danimarka'nın da olduğu çok sayıda devlet ve hükümet başkanıyla ikili görüşmelerimiz oldu. Görüşmelerimizin tamamında Gazze ve Lübnan'da devam eden katliama dikkat çektik. Avrupalı dostlarımızın, güncel siyasi gelişmelerin de baskısıyla Türkiye ile ilişkileri ilerletme noktasında çok istekli olduklarını gördüm. Biz de kazan kazan ve karşılıklı saygı temelinde Avrupa Birliği ve ülkeleriyle işbirliğimizi güçlendirmeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Önümüzdeki dönemde bunun yansımalarını göreceğimize inanıyorum.  Erdoğan, bu sabah Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun yeni binasını hizmete açtıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti: Kabine Toplantımız öncesinde de Gazi Paşa'nın 1921-1932 yılları arasında Ankara'da ikamet ettiği Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk resmi konutu da olan Atatürk Müze Köşkü'nün restorasyon sonrası açılışını gerçekleştirdik. Burada bir üzüntümü de ifade etmek isterim, ülkemizde bir kesim, Cumhuriyet'in özüne ve asli kimliğine dönmesinden ciddi manada rahatsızlık duymaktadır. Bizim gardırop Atatürkçüleri ve son dönemde de sosyal medya Atatürkçüleri olarak tarif ettiğimiz bu malum çevreler, imtiyazlarını kaybetmemek uğruna ellerine geçirdikleri her fırsatı istismar ediyorlar. Rahatsızlıklarının sebebini açıkça söylemek yerine saçma sapan ikilikler ihdas ederek Türkiye'nin sembolleri arasında zıtlık çıkarmaya, daha doğru bir ifadeyle, fitne çıkarmaya gayret ediyorlar. Bunun en son örneği, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile Çankaya Köşkü'dür. 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçaklar tarafından hedef alınan, etrafında 29 insanımızın şehit olduğu gazi bir mekanla, Gazi'nin emaneti olan Çankaya Köşkü'nü karşı karşıya getirmek, nifak tüccarlığından başka bir şey değildir. Külliye, milletin evidir. Köşk ise Gazi Mustafa Kemal'in ve bizden önce görev yapan cumhurbaşkanlarının hatırasının olduğu Cumhuriyet'in anıt yapılarından birisidir. Biz, birini diğeriyle tokuşturmak, birini diğerinin karşısına konumlandırmak yerine her ikisine de hak ettiği değeri veriyoruz, vereceğiz. İşte bugün tüm bu senaryoları yırtıp attığımız bir toplantıyı, Kabine'mizin 28. Toplantısı'nı burada gerçekleştirdik. Çankaya Köşkü'nü de milletin evi ve kıvanç kaynağı olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni de en verimli şekilde kullanmaya devam edeceğiz.  

Somali Savunma Bakanı: Cumhurbaşkanı Erdoğan bize umut taşıdı Haber

Somali Savunma Bakanı: Cumhurbaşkanı Erdoğan bize umut taşıdı

Somali Savunma Bakanı Abdülkadir Muhammed Nur, Oruç Reis gemisinin karşılama törenine ilişkin paylaşımda bulundu. Nur, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Oruç Reis'in gelişini kutladı, Türk halkı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 2011 yılında umutların tükendiği bir anda umut taşıyan bir uçakla Mogadişu'ya indiğini hatırlatan Somalili Bakan Muhammed Nur, o tarihten bugüne geçen 13 yılda iki ülke arasındaki dostluğun daha da derinleştiğini ifade etti. Somalili Bakan, Türkiye'den gelen Oruç Reis gemisinin "umut yüklü" olduğunu söyledi. "İnşallah, Oruç Reis ve ona eşlik eden donanmanın burada yürüteceği çalışmalarla Somali, eski ihtişamına kavuşacak gücü kendisinde daha fazla bularak Afrika'nın parlayan yıldızı haline gelecektir. 'Her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlardır!' İşte bizler de bu inançla, Somali'yi kalkındıracak, geleceğe daha büyük bir umutla baktıracak her adımı aramaya, dostlarımızla ortak vizyonumuzu ileriye taşımak için durmadan çalışmaya devam edeceğiz. Bir Türk şaire atıfla bir kez daha hatırlatmak isterim ki, bizim kuvvetimiz bu büyük dünyada yalnız olmamamızdır. Çok şükür ki aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebileceğimiz dostlarımız var. Başta Somali'yi ileriye taşımak için gece gündüz çalışan Cumhurbaşkanımız Hassan Sheikh Mohamud'a, Somali'ye olan inancıyla her zaman yanımızda duran ve bugünkü Somali'nin inşasında tarihi ve asırlar boyu unutulmayacak bir role sahip olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ve bugünlere ulaşmamızda bizlere desteklerini esirgemeyen Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Somali Petrol ve Maden Kaynakları Bakanı Abdirizak Omar Mohamed'e en içten teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca, vefasıyla her daim yanımızda olan aziz Türk milletine ve sabırla müreffeh geleceği inşa eden Somali halkına en derin şükranlarımı sunmak isterim. Somali'ye ve Türk-Somali kardeşliğine olan inancımız daima yaşayacak, her daim yolumuzu aydınlatacaktır." Osmanlı'nın Aden'deki varlığını anlatan tablo hediye edildi Somali Savunma Bakanı Nur, arşılama töreni kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar'a Osmanlı donanmasının Aden Körfezi'nde deniz yollarını korurken sergilediği gücü tasvir eden 16. yüzyıldan kalma tablo hediye etti. Somali Savunma Bakanı Nur'un, Türkiye'nin Oruç Reis sismik araştırma gemisi Türk donanması eşliğinde Somali sularında görevine başladığında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar'a sunduğu bu tablo, derin ve anlamlı bir mesaj iletiyor. Ünlü 16. yüzyıl Osmanlı sanatçısı Matrakçı Nasuh'un eseri olan tablonun Osmanlı sanatını kutlamaktan öteye geçerek, imparatorluğun Hint Okyanusu'ndaki kudretli varlığını ve bölgesel toplulukların haklarını sömürgeci güçlere karşı destekleme kararlılığını gösteriyor. Aden Körfezi'ndeki hayati deniz yollarını koruyan Osmanlı donanması imgesinin, bölgenin insanlarının dış sömürüden korunmasında imparatorluğun üstlendiği rolü yansıttığı ve Somalililer için bu mirasın Türkiye ile olan kalıcı bir bağın gurur verici bir hatırlatıcısı olarak yaşadığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra, Oruç Reis'in Türk donanması eşliğinde sefere çıkmasıyla bu ittifakın ortak değerler ve bölgesel güvenlik ile refah için karşılıklı taahhüt temelinde yeniden güç bulduğu söyleniyor. Bu anın Somali devlet yönetiminin aktif ve etkin olduğunu, ortaklıklar ve hedeflerinde stratejik öngörü ile yönlendirildiğini gösterdiği ve Bakan Nur'un tabloyu sunmasının yıllar önce başlatılan bir mesajı tamamlayarak Türkiye ve Somali arasındaki tarihi ittifakı ve bölgenin barış ve istikrarını tehdit eden güçlere karşı egemenliği savunma konusundaki süregelen bağlılığını yeniden teyit ettiği ifade ediliyor.

Terörün olmadığı bir Türkiye inşa edeceğiz Haber

Terörün olmadığı bir Türkiye inşa edeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Önemli olan Hatay halkının birliği, beraberliği ve dayanışmasıdır. Cumhur İttifakı olarak sizlerin teveccühüne layık olmaya çalışacağız. Beşeri ve kültürel zenginliğimizin sembol şehri Hatay, bundan sonra belediyecilik hizmetlerinde de artık parmakla gösterilecek." dedi. Erdoğan, Gülderen Mahallesi TOKİ Konutları'nda düzenlenen "Yeniden Daha Güçlü Anadolu" 130 Bin Konut Anahtar Teslimi, Kura Çekimi ve Toplu Açılış Töreni'ne katıldı. Alandaki katılım ve coşkuya dikkati çeken Erdoğan, "Maşallah bu coşkunuz, bu kararlılığınız son seçimlerde nereye gittiğinizi gösterdi ve son seçimlerden büyük bir zaferle çıkarak bugünlere geldik." ifadelerini kullandı. Erdoğan, havalimanından miting alanına vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle 1,5 saatlik gecikmeyle geldiğini belirterek, vatandaşlardan haklarını helal etmelerini istedi. Kardeşlik, barış ve tarih şehri Hatay'da çok önemli bir tören vesilesiyle beraber olduklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizleri buluşturan Rabb'ime sonsuz hamdolsun. 'Hatay'ı alın.' dedik ve aldınız. Hatay 1 Nisan'da gerçek belediyecilikle tanıştı. Öncelikle Hatay'a olan şükran borcumuzu ödemek istiyorum. Bundan 7 ay önce çok çekişmeli geçen bir yerel yönetimler seçimi yaşadık. 31 Mart seçimleri sürecinde en fazla örselenen, hırpalanan, tartışma konusu yapılan şehirlerimizin başında Hatay geliyordu. Geriye dönüp baktığımızda üzüntü verici hadiselere şahit olduk. Hataylı kardeşlerimiz depremin yaralarını sarmaya çalışırken maalesef başkaları da kendi aralarında koltuk kapmaca oynuyordu. Hatay, belediyecilik hizmetlerinde bakımsızlığa terk edilmişti. Hatay gündelik siyasetin ayak oyunlarının kurbanı olmuştu. Cumhur İttifakı olarak Hataylı kardeşlerimizin çığlıklarına kulak verdik. Tek gündemi Hatay'a hizmet olacak bir kadroyla sizlerin huzuruna çıktık." "Hatay halkına gönülden teşekkür ediyorum" Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart gecesi gözlerinin, kulaklarının hep Hatay'da ve Hataylılarından gelecek müjdeli haberde olduğunu dile getirdi. Erdoğan, bir vatandaşın açtığı, "Sayende Reis, Anka kuşu gibi yeniden küllerimizden doğuyoruz." ve "Hatay'a bakan bir çift göz lazım" yazılı pankartları okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Sizlere öyle bir belediye başkanı gönderdik ki milletvekilleri ile beraber inşallah çift gözlü olacak, dört gözlü olacak ve Cumhurbaşkanı'yla birlikte burası yeniden ayağa kalkacak. 31 Mart'ta Hatay'dan tüm Türkiye'ye örnek olacak bir sonuç bekliyorduk, Hatay halkı da bizim bu beklentilerimizi boşa çıkarmadı. Büyükşehir Belediyesi ile toplam 8 ilçemizin emaneti, emin ve ehil ellere sayenizde teslim edildi. Cumhur İttifakı'nın gerçek belediyecilik vizyonuna güvenen Hatay halkına gönülden teşekkür ediyorum. AK Parti'li kardeşlerimle birlikte MHP'li kardeşlerime, bunun yanında muhalefetten umudunu keserek adaylarımıza destek olan tüm vatandaşlarıma teşekkürlerimi iletiyorum. Rabb'im hepinizden, tüm Hataylı kardeşlerimden razı olsun." "Her günü fırsat bilecek ve sizlere aşkla hizmet edeceğiz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart akşamı sandıkların kapanması ile seçim yarışının bittiğini, Hatay'a hizmet yarışının başladığını ifade etti. Önemli olanın Hatay'ın bir an önce ayağa kalkması olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: "Önemli olan Hatay halkının birliği, beraberliği ve dayanışmasıdır. Cumhur İttifakı olarak sizlerin teveccühüne layık olmaya çalışacağız. Beşeri ve kültürel zenginliğimizin sembol şehri Hatay, bundan sonra belediyecilik hizmetlerinde de artık parmakla gösterilecek. 31 Mart'ta 10 yıllık fetret devrinden kurtardığımız Hatay'ı hep birlikte çok daha güzel yerlere taşıyacağız. Hatırlayın. 'Oy yoksa hizmet de yok.' diyenlerden değil, bize oy versin veya vermesin Hataylı kardeşlerimizin tamamına hizmet götürenlerden olacağız. Hataylı kardeşlerim şunu çok iyi bilsin. Biz de ayrımcılık, ötekileştirme olmaz. Biz de insanları kökenine, meşrebine, görüşüne göre tasnif etmek olmaz. Bizde aslolan milletimizin takdiridir, muhabbetidir, hayır duasını almaktır. Siz bize inandınız, bize itimat ettiniz, bize güvendiğinizi gösterdiniz. İnşallah biz de her günü fırsat bilecek ve sizlere aşkla hizmet edeceğiz."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.