Sözde İsrail-ABD yardımları, ölüm tuzağına dönüştü
İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nde insani yardım almaya çalışan Filistinlilere yönelik iki ayrı noktada düzenlediği saldırılarda, en az 31 kişi hayatını kaybetti, 176 kişi yaralandı.
Sivillerin topluca hedef alındığı ölüm tuzakları
Filistin resmi haber ajansı WAFA'nın haberine göre, Refah’ın Mevasi bölgesinde yüzlerce sivil, insani yardımlara ulaşmak için hareket halindeyken İsrail işgal güçlerinin zırhlı araçlardan doğrudan ateş açması sonucu en az 30 Filistinli hayatını kaybetti, 150 kişi yaralandı.
Gazze Şeridi’nin ortasında bulunan Netzarim Koridoru çevresinde de, İsrail ordusuna ait insansız hava araçları, yardım almak üzere toplanan sivilleri hedef aldı.
Bu saldırıda da ilk belirlemelere göre, en az 1 kişi hayatını kaybetti, aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 26 kişi yaralandı.
Nusayrat Mülteci Kampı’ndaki Avde Hastanesi, yaralıların bir kısmının durumunun ağır olduğunu ve ölü sayısının artabileceğini duyurdu.
Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki yardım noktalarının “insani yardım” adı altında ölüm tuzaklarına dönüştüğünü, İsrail’in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını vurguluyor. Son haftalarda bu bölgelerde benzer saldırılar sık sık yaşanıyor.
Filistin sağlık yetkilileri ve yerel kaynaklar, uluslararası topluma harekete geçmesi ve güvenli insani koridorların açılması için acil müdahale çağrısında bulundu.
İsrail, 90 günü aşkın süredir tüm sınır kapılarını kapatarak Gazze’ye insani yardımların girişini engelliyor. Başta gıda maddeleri olmak üzere temel yaşam malzemelerinin girişine izin verilmemesi sonucu Gazze’de yaşayan milyonlarca insan kitlesel açlıkla karşı karşıya bırakıldı.
İsrail'in 7 Ekim 2023’ten bu yana ABD desteğiyle sürdürdüğü saldırılar, Gazze Şeridi’nde eşi benzeri görülmemiş bir yıkıma neden oldu. Devam eden saldırılarda şu ana kadar 54 binin üzerinde Filistinli hayatını kaybetti, 124 binden fazla kişi yaralandı. Ölü ve yaralıların büyük kısmını kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Ayrıca 11 binden fazla kişi kayıp, yüz binlerce sivil ise yerinden edilmiş durumda.
Gazze’de insani yardım almaya çalışmanın bile ölümle sonuçlandığı bu süreçte İsrail’in yürüttüğü politikalar, sistematik aç bırakma ve toplu yok etme stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Gazze'deki Ambulans ve Acil Servis Müdürü, İsrail'in Refah'taki yaralılara ulaşmalarını engellediğini söyledi
Gazze'deki Ambulans ve Acil Servis Müdürü Faris Afane, gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail işgal güçlerinin Refah’taki saldırı bölgesine ambulansların ulaşmasını engellediğini belirterek, "Yaralıları tahliye etmek, son derece tehlikeli hale geldi. İsrail ordusu, ambulansları kasıtlı şekilde hedef alıyor." dedi.
Bölgedeki sağlık imkanlarının yetersizliğine dikkati çeken Afane, "Saldırıların yoğunluğu karşısında yeterli sayıda ambulans bulunmuyor. Yaralılar, ambulans ulaşana kadar yarım saatten fazla beklemek zorunda kalıyor" ifadelerini kullandı.
Afane, Refah’taki yardım dağıtım noktalarının, Filistinliler için adeta aşağılanma merkezlerine dönüştüğünü belirterek, uluslararası topluma bu duruma derhal son verilmesi çağrısında bulundu.
Gazze'deki hükümetin medya ofisinden yapılan yazılı açıklamada, İsrail-ABD güdümlü "Gazze Yardım Vakfı"nın insani yardım adı altında kurduğu dağıtım bölgelerinin siviller için "toplu ölüm" alanlarına dönüştüğü belirtilerek, sabah saatlerinde Refah'ta gerçekleştirilen saldırıda en az 30 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 115’ten fazla kişinin yaralandığı hatırlatıldı.
Son saldırıyla, bir haftadan kısa sürede yardım dağıtım noktalarında öldürülen sivillerin sayısının 39’a, yaralıların sayısı ise 220’ye ulaştığı ifade edilen açıklamada, söz konusu yardım noktalarının, İsrail ordusunun kontrolünde bir Amerikan-İsrail şirketi tarafından yönetildiği ve sivil halkın buralara yardım alma umuduyla toplandığı belirtildi.
Açıklamada, sözde insani yardım amaçlı kurulan bu alanların birer "insani yardım merkezi değil, sivillerin topluca hedef alındığı ölüm tuzakları" olduğu vurgulandı.
“İşgalci İsrail’in yardımı bir savaş aracına çevirdiğini ve sivilleri bu sayede topluca cezalandırma taktiği izlediği” aktarılan açıklamada, bu uygulamaların ABD tarafından desteklendiği ve Washington yönetiminin de işlenen suçlarda sorumluluk taşıdığı kaydedildi.
Açıklamada, görgü tanıkları, sahadaki gazeteciler ve uluslararası raporlarla birlikte değerlendirildiğinde, yardım bölgelerinde yaşananların sistematik "bir yok etme" planının parçası olduğu ifade edildi.
İnsanların önce aç bırakıldığı, ardından da yardım bahanesiyle belirli alanlara toplanarak hedef haline getirildiği belirtilen açıklamada, "Bu durumun, 1948 tarihli Soykırım Suçlarının Önlenmesi Sözleşmesi uyarınca açık bir savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen bir suçtur" denildi.
Gazze'deki yetkililer, İsrail ve ABD’yi bu saldırılardan sorumlu tutarken, Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi’ne, resmi geçiş noktalarının açılması, gerçek insani yardımın Gazze’ye ulaştırılması, İsrail denetimi dışında bağımsız, insani yardım mekanizması kurulması ve saldırılarla ilgili uluslararası bir soruşturma başlatılması talep edildi.
İsrail’in kurduğu ve "güvenli olduğunu iddia ettiği bölge ve insani koridor" modelinin başarısız, tehlikeli ve kasıtlı olarak sivilleri hedef alan bir yapı olduğunun altı çizilerek, Arap ve İslam ülkeleri başta, tüm uluslararası kamuoyuna Gazze’deki halkı kurtarmak için acil harekete geçme çağrısı yapıldı.
Açıklamada, “Gündüz vakti, kameraların önünde gerçekleşen katliamlar tüm dünyanın gözleri önünde işleniyor. Bu suçlara karşı sessiz kalmak, işlenen katliamlara ortak olmaktır” denildi.
